İnsan ilişkilerinde kıskanmak kadın-erkek ilişkisine kadar indirgenmiş bir kavram haline gelmiştir. Hâlbuki annelerin veya babaların diğer kardeşlerden, arkadaşların başka arkadaşlardan ve de çeşitli sebeplerle hemcinslerin kıskanıldığı, karşılaşılan kıskançlık durumlarından sadece en genel ve bilinen olanlarıdır. Bunlardan ilk ikisinin fazla sevgiden, diğerinin de başkasında bulunan fakat kişinin kendisinde bulunmayan olanak ve özelliklerden kaynaklandığı ortadadır.
Öte yandan ikili ilişkilerde (Genel olarak kadın-erkek algılandığı için bu söz kalıbı kullanılacaktır.) kadın ve erkeğin birbirini kıskanmasının neye yorulacağı konusunda hala bir netlik yoktur. Zaten karakterlerin farklılığı ile kıskançlığın bir araya gelmesi, bu konuyu daha da yokuşa vurmaktadır. Her ne kadar kıskançlığın nedenini en iyi kıskanan kişinin biliyor olması gerçeği var olsa da, genel olarak kadınların kıskanma sebeplerine şöyle bir değinelim.
Erkek daha çok kıskanır, kadın kıskanır ancak belli etmez gibi kalıplaşmış sözleri bir süreliğine akıldan uzaklaştırmak gerek. Çünkü ilişkilerde kıskançlık cinsiyete bağlı bir olgu değildir. Kadınların da en az erkekler kadar kıskandığı ve bunu belli ettiği bir gerçektir. Ancak iki cinsin bunu karşı tarafa iletme yöntemi farklılık gösterebilir. Erkek bunu daha sözlü ifadelerle koruyuculuk perdesinin arkasına gizlerken, kadınlar erkeği aslında daha sonradan katlanılması zor olan yaptırımlarla karşı karşıya bırakabilirler. Yahut karakterleri saklamaya elverişli olmayabilir, anında kıskandığını belli edebilirler.
Seven kıskanır demek oldukça genel ve havada kalan bir ifadedir. Elbette seven kıskanıyor olabilir ancak her kıskananın gerçekten sevip sevmediği çelişkilidir. Dolayısıyla kadın kıskanıyorsa seviyordur yanılgısına düşmemek gerekir.
Bir kadın gerçekten ilgilendiği birini kaybetmekten korktuğu için kıskanabilir. Bu bir diğer ifadeyle o kişinin başkası tarafından elinden alınmasının korkusudur. Aynı zamanda kadın partnerinin de başka kadınlara ilgi duyabileceği ihtimalinden çekinir.
Güven meselesi de kıskançlık ile yakından ilgili gibi lanse edilmektedir. Bu mesele bizi, kadında kıskançlığa dair bir işaret yoksa demek ki partnerine %100 güven duyuyordur sonucuna çıkarır. Yahut bir an kıskandığını belirten kadının güveninin sorgulanmasına neden olur. Kıskançlık güvensizliğin göstergesi olamaz.
Yukarıda da belirtildiği gibi kadın, partnerinin her an elinden kayıp gidebileceği ihtimali ile yaşadığından kıskanabilir. Bunun kendisine duyduğu güven ile de ilgisi olabilir. Örnek olarak partnerinin karşı cinsleriyle sık sık aynı ortamda bulunmasından rahatsızlık duyar. Bu kendisinde bulunmayan özelliklere sahip (daha iyi giyinen, daha farklı yaşayan veya sahip olduğu bir özelliği ile partnerin ilgisini çekebilecek) bir başka kadının ilişki için risk taşımasından ileri gelir.