Yabancı dil insanların hayatını bir çok yönden etkileyen bir faktördür. Ufkun genişliği, insanların birbiriyle olan iletişimini ve beyin gelişimini direk etkiler. Yabancı dil eğitiminin küçük yaşlarda başlaması ise kişiye kolaylık sağlamaktadır. İleride dili daha akıcı olarak konuşmasına yardımcı olmakla birlikte diğer dilleri daha kolay öğrenmesini sağlar.
Çeşitli bilim adamları dil ve kişiler arasında birçok araştırma yapmıştır. Bu araştırmaların temelini dilin hangi yaşlarda öğrenilmesi gerektiği oluşturmaktadır. Yaptıkları araştırmalar sonucu bebeklerin üç aydan sonra çevresinden öğrenmeye başladıklarını ve 2-6 yaş arasında da birden fazla dil konuşan çocukların olabileceklerini söylemektedirler.
Dil ve kişilerin gelişimini bir düşünelim. Hiçbir kimse dil bilerek doğmaz. Çevreden duyarak ve görerek öğrenilenler kişinin düşünce ve konuşmalarını şekillendirir. İki yaşından başlayıp ergenlik döneminin sonlarına kadar olan dönem, kişide maksimum öğrenme seviyesini oluşturmaktadır. Olay da bu ki bebeklere öğrenmeye başladıktan sonra çeşitli yollarla dil öğretmek mümkündür. Hatta bu durum çokcuklar ve kişiler için en iyi olan öğrenme zamanlarıdır.
Örnek vermek gerekirse üç aydan sonra öğrenmeye başlayan bebeğe, yaşına uygun çeşitli müzikler dinletilerek öğrenmesi desteklenilir. Burada dinletilen müzikler iyi seçilmelidir. Oyun çağında yani çocukluk dönemlerinde ise çeşitli yabancı dil içeren oyunlarla yine bu durumu destekleyebilirsiniz. Bu dönemlerde öğrenme en hızlı döneminde olduğu için çocukların belleklerine yerleştirilen kelimeler ömür boyu unutulmaz.
Yetişkinlerin yaşadığı birçok zorluğa rağmen çocuklar dil öğreniminde pek zorluk yaşamaz. Hatta çocuklar bir veya üç dili çok küçük yaşlarda yetişkinlerden daha kolay öğrendiği saptanmştır. Çocukluk dönemlerinde şarkılar, oyunlar ve hikayelerle desteklenen yabancı dil eğitimi dilin daha rahat öğrenilmesini sağlar. Bu dönemde beynin sağ ve sol lobu tam olarak gelişmediği için öğrenme olgunluk dönemine göre daha kolay olur. Çünkü çocuklar bütün dilleri eşit zamanda ve eşit derecede öğrenme kapasiteleri ile dünyaya gelir. Halk arasında duymayan çocuk konuşamaz gibi yanlış bir algı vardır. Eğer çocuk bu yaşlarda işaret diline maruz bırakılırsa ve ona bu dil öğretilirse bu dili de çok rahat bir şekilde kullanacaktır. Çocuklarda dil öğretimini önemli kılan noktanın ergenlik dönemine kadar olan hızlı öğrenme evresi olduğu unutulmamalıdır. Ergenlikten sonra beynin sağ ve sol lobu geliştiği için öğrenme zorlaşır. Peki erken yaşda yani çocukluk döneminde dil öğrenmenin avantajları ve dez avantajları nelerdir?

• Burada ailelerin dikkat etmesi gereken nokta çocukları öğrenmek için zorlamamaktır. Çocuklar küçük yaşlarda her şeye oyun olarak baktıkları için dili de bir oyun gibi oynayarak öğrenirler. Çok zorlanırsa çocuk ileride yabancı dile karşı negatif bir duruş sergileyebilir.
• Çocuğunuzun yabancı dil öğrenmesi kadar bunu istemesi ve doğru öğrenmesi de önemlidir. Çocuklarınızın eğitiminde bu noktalara da dikkat etmeniz gerekir.
• Çocukluk döneminde yabancı bir dil öğrenen çocuk sadece ana dilini öğrenen çocuklar arasında gelişim açısından farklar olduğu gözlenmiştir. Yabancı dil eğitimi almış çocukların kavramları ve üst düzey becerileri daha çabuk kavradığı belirlenmiştir.
• Bilimsel açıdan, yabancı dil öğrenen bir çocuğun diğer alanlarda da daha üstün bir gelişim ve başarı gösterdiği gözlenmiştir. Örneğin ana dili, matematik ve sosyal bilgilerde de gelişimleri sadece kendi dilini bilen çocuklara oranla daha fazladır.
• Çocukların erken yaşta yabancı dil öğrenmesi aynı zamanda ana dilinin gelişimini de pozitif yönde etkilemektedir. Çünkü çocuk yabancı dil sayesinde ana dilini daha iyi kavrar ve karşılaştırmalar yaparak ikisini de daha iyi öğrenir.
• Yabancı dili erken yaşta tanıyan ve öğrenen çocuk çevresindeki olayları daha çabuk kavrar. Kişisel alanda da farklılıklara anlayışlı, saygılı ve hoşgörülü bir birey olarak kendini küçük yaşlardan itibaren geliştirir.