Paris Couture defileleri devam etmekte ve ben de onların raporunu gün gün sizlere yazmaktayım. Tasarımcılar birbirinden farklı ve etkileyici o kadar güzel işler çıkarmışlar ki bu yıl da elimden geldiğince burada çoğuna yer vermeye çalışıyorum. Bugünkü yazı ise renkleri ve dokularıyla hipnoz etkisi yaratan Armani Prive ve kumaş ve kesimleriyle iddaalı olmanın diğer adı olarak anılacak bir koleksiyona imza atan Alexander Vaulthier.

İlk olarak Armani Prive ile başlayalım. Eğer benim gibi aranızda ceket severler varsa el kaldırsın çünkü Armani bu sezon ceketleri hiç olmadığı kadar şık ama bir o kadar asil ve sade şekilde tasarlamış. Koleksiyonun genelinde tek bir renk paneli var. Siyah zemin üzerine işlenmiş pembe/fuşya, mavi ve mor tonları her kıyafete sadece farklı kumaş ve dokularla hakim. Ceketlerde de renk geçişleri, ince ama sık püskül detaylarını görüyoruz.

Armani kumaşta yoğun olarak kürk, püskül gibi detayları kullandığını bize koleksiyon boyunca gösteriyor. Oversize dediğimiz koca kazaklardan elbiselere kadar her şeyde var. Bazı parçalarda ise renk geçişleri daha parlak kumaşlarda işlenerek adeta bir 70ler-80ler havası yaratmış.

Koleksiyonda ceketler kadar ilgi gören parçalar ise elbiselerdi. Daha çok elbiselerin boy gösterdiği defilede gerek kabarık modeller gerek işlemeli payetli dar kesim uzun elbiseler herkesi kendine hayran bıraktı. Ben de oyumu dar kesimlerden kullanıyorum. Çünkü kalıp itibariyle hem çok şık ve net bir duruşu var hem renk geçişleri ile büyüleyici bir etkisi var.

Sizlere bugün bahsetmek istediğim diğer bir defile dediğim gibi oldukça iddaalı bir koleksiyon yaratan Alexander Vaulthier. Siyah o kadar net ve asil bir renk ki hakikaten onu işlemesi, tasarlaması da giymesi de çok zevkli. Bu sezon Vaulthier siyaha ağırlık vermiş ve mat deri, rugan deri ve püskül gibi detaylarla onu çok daha seksi, özgüvenli, belki asi duruşlu ama son derece çekici bir forma sokmuş. Özellikle püskülün hala ilgi gördüğü şu dönemde eminim bu tasarımlarla ilgi daha da büyüyecektir.

Deri ile olan işbirlikçiliğine bordo/kahve tonlarında devam eden Vaulthier bu rengi daha çok detaylarda işlemeyi tercih etmiş. Siyah ya da beyaz takımları üzerindeki bu deri detay kıyafetin klasikliğini ve ağırlığını tek bir dokunuşla daha sıra dışı bir hale getirmiş değil mi? Favorilerden biri de bu bordo-kahve tonlarındaki rugan deri takım. Kesinlikle “ben buradayım” diyen tasarımlardan biri…

Koleksiyonda sıkça kullanılan bir diğer detay ise beyaz, açık gül kurusu tonlarındaki tasarımlarında kumaşlar arası geçiş olarak işlenen altın rengi detaylar. İnce uzun boşluklu bu detaylar sade tasarımlara gizemli bir hava katmış. İnce uçuşan kumaşlar, asimetrik kesimler ve yine püskül detayları ile bu elbiseler sadelikten ödün vermeden farklılığı arayanlara göre.