Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Haziran 2016, 00:01   #1
buse
Avatar Yok
Üyelik tarihi: 15 Nisan 2015
Mesajlar: 12,520
Aldığı Beğeni: 0
Beğendikleri: 0
Standart Emaneti korumak ile ilgili hikayeler

Emaneti korumakla ilgili hikayeler,
Emaneti korumak ile ilgili hikayeler

Emanet Fare

Yûsuf adında gezgin bir zât, Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin İsm-i âzamı bildiğini öğrenince, Mısır’a gitti. Huzûruna varınca, önceleri iltifat görmedi. Sonra huzûra kabûl edildi ve Zünnûn-i Mısrî hazretlerine bir sene hizmet etti. Bir gün ona;

- Ey üstâd, sana bir sene hizmet ettim, artık hakkımı vermen gerekir. Senin İsm-i âzamı bildiğini söylediler. Onu, benden iyi emânet edeceğin bir başka kimse olmayacağını bilirsin,dedi. Sükût etti. Ona cevap vermedi. Altı ay sonra bir tabağa konmuş ve bir mendile sarılmış bir şey çıkardı.

Ona;

- Fustat’ta bulunan falan dostumuzu bilirsin değil mi?” diye sorunca;

- Evet, dedi.

Zünnûn hazretleri ona;

- İşte bunu ona götür. dedi.

O da sarılı tabağı aldı, giderken;

- Zünnûn-i Mısrî gibi bir zât hediye gönderiyor. Acabâ nedir, ne kadar kıymetlidir? diye düşündü. Merakını yenemeyerek tabağı açtı. İçinden bir fare fırladı ve kaçıp kayboldu. Bu duruma kızarak, Zünnûn-i Mısrî`nin yanına geldi. Zünnûn-i Mısrî ona;

- Biz seni denedik. Sana bir fâre emânet ettik, ona hıyânet ettin. Hiç sana İsm-i âzamı güvenip teslim edebilir miyim? dedi.
  Alıntı Hızlı Cevap