Muğla'nın birbirinden güzel ilçelerinden biri olan Marmaris, iklimi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra gezip görülecek yerlerinin sayıca fazlalığı sayesinde de gözde tatil yerlerinden biri.
Kalacağınız süre boyunca sıkılmadan zaman geçirebileceğiniz Marmaris'te gezmeniz gereken yerler bir hayli fazla. Bu nedenle uzun bir süreye ihtiyacınız olabilir. Eğer kısa bir tatil planlıyorsanız da az zamana çok şey sığdırmak durumunda kalabilirsiniz.
Marmaris'teki ilk gününüzde gezmeye ve keşfetmeye nereden başlamak istersiniz bilinmez ama biz sıralamayı yapalım. Marmaris Kalesi ve Marmaris Müzesi'ni mutlaka görmeniz gerektiğini belirtelim öncelikle. Tarihin izlerinin arasında kaybolacağınız bu ziyarette, geçmişe yolculuk yapacağınızdan emin olabilirsiniz.
Küçük bir köyken daha sonra turistik bir merkeze dönüşen İçmeler, Marmaris'e 10 kilometre uzaklıktadır. Muhteşem manzarası ve tertemiz deniziyle İçmeler, Marmaris'e gitmişken mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alır.

Doğası ve kaya mezarlarıyla bambaşka bir atmosfere sahip olan Dalyan da görülmesi gereken yerlerden biridir. Şehir gürültüsünden ve stresten uzak kalacağınız Dalyan'da geçireceğiniz günleri unutamayacağınızı garanti edebiliriz.
Marmaris'in adaları da farklı bir deneyim yaşamak isteyenler için ideal bir seçim olabilir. Antik kalıntılarla çevrili Sedir Adası ve yüzmek, eğlenmek isteyenlerin ilk tercihi Cennet Adası, ilçenin zenginliklerinden yalnızca ikisi. Teknelerin de uğrak noktası olan Cennet Adası, Marmaris'e de yalnızca yarım saat uzaklıkta.
Deniz tutkunlarına hitap edecek bir başka yer de Kleopatra Plajı'dır. Doğasına ve denizine hayran kalacağınız plajda yüzmeye doyamayacağınızdan emin olabilirsiniz. Bir diğer 'cennet köşe' ise Turunç'tur. Hem karadan hem de denizden ulaşım sağlanan Turunç, yerli ve yabancı turistlerin yıllardır gözdesi konumunda. Üstelik Marmaris'e yalnızca 21 kilometre mesafede olması da ayrı bir avantaj. Turunç'un da -tıpkı diğer yerlerde olduğu gibi- havasına, doğasına ve denizine vurulacağınız kesin.
Selimiye ve Orhaniye'yi de 'mutlaka görülmesi gereken yerler' listenize eklemelisiniz. Her ikisi de birer doğa harikası olan Selimiye ve Orhaniye, yıllar geçse de akıllarda kalacak bir tatil vaat ediyor. Zakkum ve bademlerin arasına gizlenmiş Orhaniye'deki Kızkumu Plajı ise size cenneti yaşatacak türden. Denizin içinden yürüdüğünüzde başka bir dünyaya ait olduğunuzu düşünebilirsiniz ve bunu düşünmekte çok da haksız sayılmazsınız. Ayrıca deniz kıyısına kurulu olan köyde nerede olursanız olun denizden uzaklaşmanız da mümkün değil. Hatta deniz kıyısındaki işletmelerin ağaçlar arasına kurduğu hamaklara uzanıp kendinizi suyun üzerinde yatıyormuş gibi hissedebilirsiniz.
Selimiye köyü de Orhaniye gibi muhteşem doğası ve tertemiz deniziyle adeta bölgenin yıldızı konumunda. Bir balıkçı köyü ve aynı zamanda doğal bir liman olan Selimiye'ye kadar gitmişken mutlaka Turgut köyünün dağ yamacında bulunan Turgut Şelalesi'ne de uğramalı, hatta buz gibi suya ayaklarınızı sokmalısınız. Şelalenin yanı sıra sizi bir de ufacık bir gölün karşılayacağını söyleyelim. Suyun soğukluğuna dayanabilirseniz bu ufak gölde yüzme deneyimini yaşamalısınız. Eğer kendinize oradan bir hediye almak isterseniz de halı satan dükkanlara mutlaka adım atmalısınız. El emeği halıların nasıl yapıldığını merak ediyorsanız dokuma işini yakından görme fırsatına da sahipsiniz.
Bozburun yarımadasının en ucundaki Söğüt köyü de görülmesi gereken yerlerden biri. Denize girmek isteyenler de Söğüt'e kadar gitmişken Saranda Koyu'nun tadını çıkarmalı ve gün batımını izlemeden şehre adım atmamalı. Saranda Koyu'nda yapmanız gereken bir diğer şey de mutlaka ahtapot yemek olmalı. Taze ve çok lezzetli ahtapotların tadı damağınızda kalacak, Saranda'yı sırf bu yüzden bile unutamayacaksınız.
Gökova Körfezi'nden söz etmeden Marmaris'i anmak olmaz. Eşsiz koyları ve mavi turlarıyla ünlü olan Gökova'dan deniz seviyesine indikçe sizi bir başka doğa harikası olan Akyaka karşılayacak. Yeşilin binbir tonunu barındıran Akyaka Köyü'nde tekne ya da bot kiralayarak çevredeki koyları gezebilirsiniz. Doğa yürüyüşü yapmayı sevenler ve trekking için yanıp tutuşanlar da Akyaka'da aradıklarını fazlasıyla bulabilir.