Rönesans'ın doğduğu şehir olan Floransa, Ortaçağ'dan bu yana dünyanın en önemli sanat ve kültür şehirlerinden biridir. İtalya'nın Toskana bölgesinde bulunan ve adeta bir açık hava müzesini andıran Floransa, eski ve yeni şehir olmak üzere ikiye ayrılır. İtalya'ya hayat veren nehirlerden Arno'nun ikiye böldüğü şehir, nehrin güzelliği ve şehrin simgesi olmuş köprüleriyle ayrı bir ihtişama da sahiptir. Eski Floransa denilen şehir merkezi araç trafiğine de kapalıdır. Zaten İtalya'nın her şehrinde araç girişinin kısıtlandığı veya tamamen yasaklandığı bölgeler mevcut. Bu da turistlerin bölgede daha rahat dolaşmaları ve tarihi eserlerin korunması esasına dayalıdır.
Ulaşım
Floransa'ya İstanbul'dan direkt uçuş olmasa da yakındaki şehirler Pisa ve Bologna üzerinden tren veya otobüsle bölgeye ulaşılabilmektedir. Floransa havalimanının küçük olması ve yeteri kadar uçuş olmaması da bunda etkendir. Pisa, Floransaya daha yakın olduğu için ulaşımda daha doğru bir tercih olabilir.
Görülmesi gereken yerler
Floransa'da görülmesi gereken yerlerin en başında, dünyanın en görkemli yapılarından olan Duomo katedrali yer alır. Geç gotik mimarinin en güzel örneklerinden olan bu katedral Floransa'nın silüetlerini belirleyen en önemli yapılardandır.
Piazza della Signoria meydanında ise, Neptün Çeşmesi ve Michelangelo'nun ünlü David heykelinin bir kopyası bulunmaktadır. Adeta bir göz ziyafeti yaşatan meydandaki Accademia Müzesinde David heykelinin orjinali de görülebilmektedir.
Dünyaca ünlü müzesi Uffizi ise, sanatseverlere ziyaretleri boyunca muhteşem deneyimler yaşatacaktır. Müzenin girişinde Orta çağ Floransa'sının ünlü şair, heykeltraş ve ressamlarının heykelleri bulunur. Müzeye gitmek için sabah erken saatler ideal olacaktır. Çünkü saatler ilerledikçe artan kalabalık müze önünde uzun kuyruklar oluşturmaktadır. Müzede Floransa'nın en ünlü ailelerinden Medici'lerin sanat koleksiyonu sergilenmektedir. Müzeyi gezerken ünlü ressamlar Michelangelo, Rafaello ve Sandro Boticelli'nin dünyaca ünlü tabloları müzenin büyüleyici olan atmosferini ikiye katlayacaktır.
San Lorenzo civarında bulunan ve sabahları kurulan deri ürünleri pazarı da Floransa'da iken mutlaka gidilmesi gereken yerlerdendir. Floransa deri işçiliğinin ve imalatının İtalya'daki en önemli merkezlerindendir. Bu yüzden Floransa'da kaliteli deriler İtalya'nın diğer bölgelerine göre daha ucuza bu pazarda satılmaktadır. Her türlü deri çanta, cüzdan, valiz ve bavulun yanında deri mont ve ayakkabı çeşidinin de bulunabileceği bu şehir pazarında pazarlık etmek gelenektendir.
San Lorenzo'nun biraz ilerisinde yer alan ve "Mercato Centrale" diye adlandırılan gıda pazarında ise her gün sabahtan öğlene kadar meyveden sebzeye, şarküteriden et ürününe ve baharattan şekerlemeye varan birçok çeşitteki taze ürün tezgahlarda yerini almaktadır. Tezgahların yanında bulunan masalarda aynı zamanda yemek de yenilebilen bu gıda pazarı da görülmeden dönülmemesi gerekenlerdendir.
Şehrin diğer yakasına geçmek için nehre doğru yüründüğünde ise muhteşem görkemi ve rengarenk mimarisiyle, ünlü Ponte Vecchio görünür. Eski köprü denilen bu köprü II. Dünya savaşında şehri bombalamaya gelen Hitler'in bile yıkmaya kıyamadığı köprüdür ve Floransa'nın en eski yapılarının başında gelir. Eski köprü üzerindeki birçok mücevher dükkanı, bu şehrin mücevher konusunda da ünlü olduğunu gözler önüne serer. Akşamüstü köprünün kenarındaki dondurmacılardan alınacak lezzetli dondurmalar eşliğinde gün batımını seyretmek için Eski köprünün arkasındaki Santa Trinita köprüsüne erken gitmek akıllıca olacaktır. Çünkü bu meşhur resitale şahit olmak için hergün bir hayli turist köprüye akın etmektedir.
Şehrin diğer yakasına eski köprüden geçilip biraz yüründüğünde ise harikulade mimarisiyle Pitti Sarayı görülebilir. Medici ailesinin kaldığı saray olan Pitti, inanılmaz mimarisiyle görenleri hayrette bırakan yerlerdendir. Özellikle "Sala Bianca" diye adlandırılan beyaz salonu görmek saraya hayran kalmaya yetecektir. Sarayın altındaki kitapçıdan ünlü sanat kitapları ve hediyelik eşyalar alınabilir.
Floransa'da belki de bu kadar muhteşem görsel şovdan sonra daha ne görülebilir diye düşünülebilir. Cevap: Michelangelo Meydanı. Yeni şehre geçildikten sonra sola dönüp patika takip edildiğinde yarım saatte ulaşılabilen bu meydanda, enfes Floransa şehrine tepeden bakmak, bu şehrin gerçekten dünyanın sayılı doğal güzelliğe sahip yerlerinden biri olduğunu hissettirecektir. Şehrin tüm siluetine hakim olunan bu noktaya gün batımında gitmek en güzel manzara fotoğraflarından birine de şahit olunacak demektir.
Son olarak Floransa'dan ayrılmadan önce yapılması gerekenler;

• Şehrin en özel spesiyalitelerinden olan Bisteccha alla Fiorentina yani Fiorentina Bifteği yenmeden dönülmemeli.
• Akşamüstü İtalyanlara özgü aperitivo denen atıştırmalık saatinde nehrin kıyısındaki barlardan birinde ünlü İtalyan içkisi Spritz'in tadına bakılmalı.
• Sokaklarda satılan çeşit çeşit lezzetli dilim pizzaların tadına mutlaka bakılmalı.
• Bar'larda İtalyanlar gibi ayaküstü espresso keyfi yapılmalı.