|
Yeni Konu Aç Konuyu Cevapla |
LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
16 Temmuz 2016, 22:26 | #1 |
Üyelik tarihi: 15 Nisan 2015 Mesajlar: 12,520 Aldığı Beğeni: 0 Beğendikleri: 0 | Osmanlıca Kız İsimleri 2 Naciye : Kurtulmuş, selamete kavuşmuş Nadide : Görülmemiş, görülmedik, ender bulunan Nadire : Az bulunur, seyrek, ender bulunan Nalan : İnleyen, feryad eden Naşide : Şiir söyleyen, şiir okuyan Naz : Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış Nazan : Nazlanan, işve yapan, cilve yapan Nazlan : naz yap, cilveli ol Nazlı naz : yapan, cilveli, işveli Nazlı : Naz eden, cilveli, işveli Nazlım : naz yapanım, işvelim, cilvelim, benim nazlım Nazmiye : Vezinli ve kafiyeli sözle, nazımlailgili Nebahat : Onur, şeref, ün Necla : Çocuk, evlat, oğul, kuşak, sülale,nesil Necmiye : Yıldızlarla ilgili, yıldızlaraait Nehir : Irmak, büyük akarsu Nemutlu : Imrenilecek bir olgu dolayısıyla söylenen bir söz Nergis : Çiçekleri ayrı ayrı ya da bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki Neriman : Pehlivan, yiğit Nermin : Yumuşak Neslihan : Han soyundan gelen Neslişah : Şah soyundan gelen Nesrin : Bir tür yaban gülü Neşe : Sevinç, gönül ferahlığı Nevin : Yeni Nevra : Işıklı parlak, çiçek Nezahat : İç temizliği, paklık Nezaket : Naziklik, zariflik, incelik ç Nezihe : Temiz, pak Nice : ne kadar, ne denli, nasıl, oldukça çok Nida : Seslenme, çağırma, seslenen Nigar : Resim, resim gibi güzel Nihal : İnce ve düzgün vücutlu, fidan gibi Nihan : Gizli, saklanmış, görünmeyen, sır, giz Nil : Afrika kıtasında bir nehir Nilay : Nil ve Ay, Nil'e ışıklarını saçan Ay Nilgün : Mavi renkte, çivit rengi Nilhan : Nil'in hanı Nilüfer : durgun sularda yetişen, yaprakları yuvarlak ve geniş Beyaz, sarı, mavi, pembe, çiçekli bir bitki Nimet : İyilik, iyi bir yaşantı için gerekli şeyler Nisa : Kadın Odil : o tatlı dil Oflaz : çok güzel, güzel olduğu için sevilen Okşan : Sevil, sevgiye değer ol Olca : savaşta ele geçirilen mal Olcay : rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih Olçum : eli işe yatkın, becerikli, usta, yetenek Olgaç : olgunlaşmış, yetişmiş, bilen, bilgili Oluş : olma biçimi, var oluş Omay : beğenilen, sevilen Omca : bağ kütüğü Ongu : onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk Onur : Kişinin kendi öz saygısı, iç değeri, insanın kendine olan saygısı kibir çalım kurum Onuray : onurlu ve Ay gibi güzel Oray : kent üstüne doğan, Ay, kentli Ay Orgül : kent gülü, kale burcundaki gül Ortanca : yaş bakımından büyükle küçük çocuk arasında bulunan Oskay : neşeli, şen, sevinçli Oya : Dantel, süs, küçük kız kardeş Oylum : derinlik, bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, kıvrım, bukle Oytun : kuytu yer, beğenilen, güzel kuytu yer, kendisinde kutsallık bulunan, kutsal Ö Öbek : tomurcu, aynı türden şeylerin oluşturduğu yığın küme Ödül : Iyi bir işe, bir başarıya karşılık olarak verilen şey armağan Öğe : Öke Öğet : Iyi, uygun, güzel Öğün : güzelliğinle, herşeyinle, övün, kendini öv Öğünç : övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, Övünme; kıvanç, övünç, sevinç Öğüş : övme biçimi Öğüt : bir kimseye yapması ya da yapmaması gereken şeylerle ilgili Olarak söylenen, isteklendirici ya da caydırıcı söz Öke : olağanüstü işler başaracak yetenekte kişi, çok yetenekli Önay : Ay'ın ilk günlerindeki durumu, ilkay Öney : önde giden, ileri giden, önde olan Öngül : (ilk çocuk için) ilk gül, önde gelen gül, önde gelen Öniz : (ilk çocuk için) ilk iz, önceki iz Ören : eski yapı ya da kent kalıntısı Örengül : örende yetişen bir tür gül, ak gül, yaban gülü Örge : süs, motif Övgü : övme, övmek için söylenen söz Övgül : övgüye değer, övülmeye değer, övülesi Övgün : övülmeye değer, övgüye değer, övülesi Övgünç : bkz. Öğünç, övünç Övül : övülesin Övün : kendinle, güzelliğinle övünmelisin, övünesin Övünç : övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övgünç, Öykü : ayrıntılarıyla anlatılan olay; gerçek ya da tasarlanmış olayları Anlatan, romandan kısa düzyazı türü, hikaye Özal : özü al, özü kızıl yalım rengi, al özlü, nar çiçeği özlü, öz al Özaltan : özü kızıl sabah vakti, öz al renkli tan Özaltın : özü altın, altın gibi içsel varlığı olan; halis altın Özant : Içten ant, samimi yemin Özarı : özü temiz, temiz ve öz, öz ve arı Özay : özü Ay gibi, gerçek ay, asıl Ay Özaydın : özü aydınlık, içsel varlığı pırıl pırıl Özaytan : özden Ay gibi doğan tan Özbal : hiçbir katkısı olmayan bal, gerçek bal, katkısız bal,bal özü Özbek : yürekli, doğru, Orta Asya'da yaşayan bir Türk boyunun ve bu boydan olanların adı Özbil : özünü bil; ayrıntıyı değil "öz" olanı bil, özü bil Özbilek : özünü bilen, öz bilgili Özbilen : "az ama öz" bilen, herşeyin özünü bilen Özbilge : öz bilen bilgili kişi Özbilir : "az ama öz" bilir, herşeyin özünü bilir Özcan : özden doğan can Özdal : küşinin özünden dal gibi doğan Osmanlı: -P- Pakize : Çok temiz, hoş ve güzel Papatya : baharda çiçek açan, taç yaprakları beyaz, ortası sarı çiçekli bir kır bitkisi Parla : parılda, pırıl pırıl aydınlık saç Parlar : parıldar, pırıl pırıl eder, ışık saçar Pekay : Ay'a pek benzeyen; sert Ay, katı Ay; sağlam Ay Peköz : sağlam öz, özü sağlam kimse Pekşen : çok neşeli, çok şen Pelin : Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki Pelinsu : Pelin + Su (Bkz Pelin) Pelit : meşe ağacı ve yemişi Pembe : Açık kırmızı renk Peren : yaprakları gri yeşil ve tüylü, çobanyastığı da denilen bir bitki Peri : Çok güzel, çekici, dişi cin Perihan : Peri padişahı, perilerin başı Perran : Uçan, uçucu Pervin : Ülker yıldız takımı (Süreyya) Petek : Arı kovanı, bal mumundan yapılan hazne Pınar : Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer Pırıl : "pırıl pırıl" ikilemesinin tekil hali, ışıl Pırıltı : parlayan bir şeyin çıkardığı ışık Piraye : Süs, bezek Pürçek : bitkilerin saçaklı kökü ya da püskülleri; şakaklardan sarkan Saç, zülüf, perçem Püren : sarı, kırmızı ve çok güzel çiçekleri olan, ufak yapraklı, arıların Çok sevdiği bir tür çalı -R- RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş RAVZA: Sulu, su yatağı yer; Bahçe RENAN: Çok ses çıkaran, çınlayan RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel REVAN: Yürüyen, giden; akan, akıp giden REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu RUHAN: Güzel kokulu RUHSAR: Yanak, yüz, güzel yüz RÜÇHAN: Üstünlük RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut Osmanlı: -S- SAADET : Mutluluk SABAH : Günün başlangıcı SABAHAT : Güzellik SABİHA : Güzel, şirin SABİTE : Yerinde duran, kımıldamayan SABRİYE : Sabırlı, dayanıklı SACİDE : Secdeye varan, yere yüz süren SADRİYE : Göğüsle ilgili SAFİYE : Katıksız, katışıksız saf SAHİBA : Bir şeyi elde etmiş olan SAHURE : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad SAİME : Oruç tutan, oruçlu SAKİNE : Oynamayan, kımıldamayan, durgun SALİHA : İyi, yarar, yetkili, hakkı olan SALİME : Ek****iz, sağ, sağlam SAMİME : Bir şeyin temeli, en köklü yeri SAMİYE : Yüksek, ulu SANAY : Ay gibi güzel SANEM : Put - Güzel kadın SANİA : Sanat eseri yaratan - Yapan , oluşturan SANİYE : Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi SATI : Düğün alışverişi - Satış, alışveriş SEBLA : Uzun kirpikli göz SEÇİL : Beğenilen, seçilen SEDA : Yankı, ses SEDEF : Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu SEDEN : (Sedan) sesin, seslenişin SEHER : Tan ağartısı, ortalığın aydınlandığı an SELCAN : Hareketli, coşkulu SELDA : (Seldağ) Dağ seli, dağdan inensel SELEN : Haber, havadis, kulakla duyulan,işitilen SELİN : Senin Sel'in, Sana ait sel SELMA : Doğru ve iyi yolda, selamette olma SELVİ : Yaz kış yeşil kalan ince uzun birağaç SEMA : Gökyüzü SEMAHAT : Cömertlik, el açıklığı SEMİHA : Cömert gönüllü, eli bol SEMİN : Değerli, pahalı SEMİRAMİS : Asur kraliçesinin adı SEMRA : Esmer SENA : Övme, övüş - Şimşek parıltısı SENAY : Ay gibisin sen anlamında SENEM : Tapılacak kadar güzel kadın, sevgili SENİHA : Yüce, yüksek SERAP : Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı SERAY : Ay gibi güzel SEREN : Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç SERİN : Ilıkla soğuk arası SERPİL : Serpilmiş, gelişmiş SERRA : Rahatlık, kolaylık SERTAP : İnatçı SERVA : Masal SEVAL : Severek alınan SEVCAN : Sevgili insan SEVDA : Aşk, sevgi, tutku tutkunluk SEVGİ : Aşk, sevme duygusu SEVİL : Sevgiye değer, sevilen SEVİLAY : Ay gibi hep sevilen SEVİM : Birine yakınlık duymak, sempati SEVİN : Memnun ol, neşelen SEVİNÇ : Neşe, iç ferahlığı SEVTAP : Aşırı, tapacak kadar sevgi duyan SEYHAN : Kenten kente yolculuk SEYRAN : Gezinme SEYYAL : Akışkan, sıvı, yerinde duramayan SEZA : Uygun, yaraşan SEZAL : Sezgili SEZEN : Sezgisi güçlü olan SEZER : Sezgisi güçlü olan SEZGİ : Anlama, sezme yeteneği SEZGİN : Duygulu, anlayışlı SICAK : Sıcakkanlı, cana yakın SIDIKA : Çok içten ve doğru kimse SILA : Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer SIRMA : Altın yaldızlı, ya da yaldızsız ince gümüş tel SİBEL : Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı SİMA : Düz, çehre - İnsan, tip SİMGE : Alamet, sembol, birşeyi anlatan im, imge SİNEM : Benim tenim, benim vücudum, göğsüm SOLMAZ : Güzelliğini, tazeliğini uzun süre koruyan SONAT : Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri SONAY : Yılın son ayı SONGÜL : Son açan gül SONNUR : Son ışık SU : Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde SUDE : 1-Hz.Peygamberin 2.eşinin adı, 2-Sürülmüş, tarla gibi işlenmiş, 3-Boyalı, sürmeli Farsça SULTAN : Hükümdar ailesinden, anne, kızkardeş SUNA : Boylu poslu endamlı / Erkek ördek SUNAY : Ay sun, ay ışığı sun SUZAN : Adak ayı SÜHANDAN : Güzel konuşan SÜHEYLA : Güney yönünde görünen parlak yıldızlar -Ş- Şadiye : Sevinç, neşe, mutluluk Şahika : Yüksek, yüce, dağın zirvesi Şanal : ün kazan, ünlü bir kimse ol, ünlen Şanlı : herkesçe iyi bilinen, ünü büyük, ünlü Şansal : herkesçe tanın, ünlen Şaziment : Allah'ın adamı- Allah'a ait olan,onun yolundan giden kişi Şaziye : Özellikleri kimseye benzemeyen Şebnem : Çiğ, gece nemi, jale Şefika : Şefkatli, acıması, esirgemesi bol olan Şehnaz : Doğu müziğinde bir makam / Çoknazlı Şehrazat (d) : 1001 gece masallarında bir masal kahramanı kadın Şelale : Büyük çağlayan, çavlan, akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü Şen : yaşayışından memnunluğunu davranışıyla gösteren, bunu Çevresindekilere de yayan, neşeli Şenay : Mutlu geçen ay Şenel : neşelen, eğlen, şenlen, bakımlı hale gelesin, Şener : şen kimse, şen kişi Şengil : şen kimse, neşeli kimse, içtenlikli Şengül : İnsanın içini açan gül / hep şen olup hep gülmek Şengün : neşeli gün Şeniz : hepimiz neşeliyiz, neşeli iz Şenkal : neşeli ve şen kal Şennur : Işık saçan, neşe saçan Şenol : neşeli, şen ol Şensoy : neşeli soy, şen soy Şensu : neşeli su, şen su Şermin : Utangaç Şevval : Arap takviminin onuncu ayı Şeyda : Çılgın, deli divane Şeyma : Eski Türk adlarından Şiir : Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi Şölen : Eğlence, kutlama, şenlik Şule : Alev, ateş alevi Şükran : İyilik bilme, minnettarlık Şükriye : Görülyen iyiliğe karşı şükretmek , hoşnut olmak -T- TAÇNUR : Mutluluk TAHİRE : Gündoğusundan esen rüzgar TAHSİNE : Günün başlangıcı TALHA : Güzellik TALİA : Güzel, şirin TAMAY : Sabırlı, dayanıklı TANAY : Secde eden TANSU : Şafak rengi vurmuş su TANYEL : Katıksız, arı - Seçilmiş TARA : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad TAYYİBE : İyi, hoş, çok temiz TEKGÜL : Durgun - Kendi halinde sessiz TENAY : Uygun, yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden TENDÜ : Öz, asıl TENNUR : Yüksek, ulu TEZER : Çabuk ve erken TİJEN : Ay gibi güzel TİLBE : Put - Güzel kadın TUBA : Sanat eseri yaratan - Yapan , oluşturan TUĞÇE : Dakikanın altmışta biri TURNA : Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan göçmen kuş türü TUTAM : Bir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam TUTKU : İradeyi aşan güçlü coşku, ihtiras TÜLAY : İncelikle, düşünce ile ilgili TÜLİN : Uzun kirpikli göz TÜNAY / TUNAY : Mehtap, ay ışığı, gece görülen aydınlık TÜRKAN : Hakana saltanatta ortaklık edeneşi TÜRKÜ : Yankı, ses Osmanlı: -U-Ü- Uçay : uçtaki ay Uçkan : Uçucu, uçan kuş, uçmaya düşkün, uçmayı seven, uçan Uğan : eski Türklerde gök tanrısı, Güneş, Ogan, Oğan Uğur : halkın kiimi olgularda gördüğü iyilik muştusu, kimi nesnelerde var olduğuna İnandığı iyilik kaynağı, iyilik Uğuray : uğurlu ay Uğurtan : Uğurlu sabah vakti, uğur getiren tan Ulca : savaşta ele geçirilen mal, olca Ulcay : rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, olcay, şans, talih Ulufer : durgun sularda yetişen, yaprakları yuvarlak ve geniş, beyaz, sarı, mavi pembe Çiçekli bir su bitkisi olan nilüferin bir başka söyleniş biçimi Ulun : ucunda temreni olmayan ok, sivri demirsiz ok Ulus : aynı sınırlar içinde, aynı bayrak altında yaşayan insan topluluğu Ulusal : ulusla ilgili Ulviye : Yüce, yüksek, gökle ilgili Umay : (Farsça "hüma" hümay'ın Türkçeleşmiş biçimi) Hint Okyanusu adalarında bulunan, Güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatları olan, kemikle beslenen, üzerinden geçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan, masal kuşu, devlet kuşu, Umdu : umutlandı, istediği umut, istek Umut : ummaktan doğan iç erinci, umulan şey Urçuk : Iğ, kirmen Urçun : kurumuş iğde dalı Uslu : yaramazlık etmeyen, huysuz olmayan, söz dinleyen Usulca : Yavaşça, duyurup sezdirmeden, belli etmeden, sezdirmeksizin Utku : birçok emek ve çekinceli uğraşlar sonucu erişilen mutlu sonuç, yengi, zafer Utkugül : yengi gülü, zafer gülü Utkugün : yengi günü, mutlu günü, zafer günü, kazanılmış gün Uygu : Iki şey arasındaki uygunluk ilgisi Uysal : yumuşak başlı, söz dinler, söz analar Uzay : bütün varlıkları her yandan kaplayan sonsuz boşluk Üçgül : üç küçük yapraktan oluşan, bileşik yapraklı, pembe, beyaz, kırmızı Mor ve sarı renkte çiçekler açan bir ot Ülcan : ele avuca sığmaz, çok canlı Ülfet : Alışıklık, dostluk, yakınlık duymak Ülgen : yüce, yüksek, ulu, büyük, sağlam, iyilik tanrısı Ülger : yedi yıldızdan oluşan takımyıldız, Ülker Ülgeray : Ülker yıldızı ve Ay Ülke : bir devletin egemenliği altındaki toprakların topu, turt Ülkem : "benim olan ülke" "benim ülkem" Ülker : Boğa burcunda yer alan ve yedi yıldızdan oluşan takımyıldızı Ülkü : Ancak, düşüncede varolan şey Ülküm : "benim olan ülkü", "benim ülküm", "ulaşmak istediğim yüce dilek" Ülkütan : tan vakti doğan yüce dilek Ümmiye : Okur yazar olmayan kadın Ümran : Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık Ün : ses, ünleme, çığlık, iyi ad, tanınma, san Ünay : ünü olan Ay, ünlü Ay, ün ve ay Ünsal : herkesçe tanın, ünlü ol, ününü her yana Sal Ünsel : Ünü sel gibi aşan Ünseli : Ünü sellere benzeyen Ünsev : ünlü ol ve sev Ünseven : tanınıp ünlü olmayı seven Ünsevin : ünlü ol sevin Ünver : herkesçe tanın, ünlü ol, ününü her yana Sal Ürengül : üreyen, çoğalan gül Ürün : doğadan elde edilen yararlı şey Ürünay : Ay'ın verdiği ürün, ürün veren Ay Üstün : nitelik bakımından benzerlerinin çok üstünde olan, iyi nitelikli, Yüksek düzeyli Üstünay : benzerlerinin çok üstünde ve Ay gibi güzel Üstüngül : nitelik bakımından en üstün gül, iyi nitelikli gül, güzel gül Üzer : Yıldırım Beyazıt'ın kızlarından birinin adı, Üzer Hatun Osmanlı: -V- VAHİDE : Tek, bir VARİDE : Gelen, erişen - Söylenti VASFİYE : Nitelikli VEDİA : Korunması için bırakılan emanet VEFİKA : Uygun, aynı fikirde, yoldaş VELİDE : Yeni doğmuş çocuk VERDA : Verdane (merdane Osm.) / Verd (Ar.)'den Verda, gül anlamında VESİLE : Neden, sebep - Kavuşma VİCDAN : İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur, ahlak VİLDAN : Yeni doğmuş çocuklar VUSLAT : Kavuşma, yetişme, ulaşma Osmanlı: -Y- YAĞMUR : Yeryüzüne düşen yağışın sıvı halinde olanı YAKUT : Aliminyum oksit, yapısında parlak kırmızı renkli değerli taş YANKI : Sesin bir yere çarpıp geri dönmesi ile oluşan ikinci ses, ses yansıması YAPRAK : Ağaç ve bitkilerin yeşil kısımları YAREN : Dost, arkadaş YASEMİN : Kokulu çiçekler açan bir tür ağaççık YAŞAM : Hayat YAZGÜLÜ : Yaz ve Gül tamlaması / Yazın açan gül "şimdilerde bir de güz gülleri var" YELDA : Uzun ve siyah / Yılın en uzun gecesi YELİZ : Yel ve iz rüzgar ve izi anlamında YEŞİM : Yeşil renkli değerli taş YETER : Kafi, tamam, gereksinimi karşılayacaknitelikte olan YILDIZ : Güneş ve ay dışında gökyüzündeki ışıklı cisimlerden her biri YONCA : Birçok türü bulunan bitki YOSUN : Çiçeksiz bitkilerin, suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü YUDUM : Bir içimlik sıvı YURDAGÜL : Yurduna güller saçan, güzellik getiren YURDANUR : Yurduna nur getiren YÜKSEL : Özellikle manevi anlamda yüce ol Osmanlı: -Z- ZAHİDE : Dinin yasak ettiği şeylerden sakınan ZAMBAK : Güzel iri çiçekli bir süs bitkisi ZARAFET : İncelik, güzellik ZEHRA : Beyaz ve parlak yüzlü olan ZEKİYE : Zeka sahibi, kavrayışlı ZELİHA : Züleyha, su perisi ZENNAN : Kadınlar ZENNUR : Zinnur, nurlu, ışıklı ZEREN : Anlayışlı, zeki ZERRİN : Altından yapılmış - Altın renginde - Bir cins çiçek - Fulya ZEYNEP : Değerli taşlar, mücevherler ZEYNO : Zeynep'in halk dilindeki söylenişi ZİNNUR : Nurlu, ışıklı ZİŞAN : Şanlı, ünlü, çok tanınmış ZİYNET : Süs, süs eşyası ZUHAL : Satürn ZÜBEYDE : Öz, asıl ZÜHAL : Dokuz gezegenden altıncısı (Satürn) ZÜHRE : Çiçek açan / Çoban yıldızı (Venüs) ZÜLAL : Berrak, saf, tatlı, soğuk su ZÜLEYHA : Hz. Yusuf'un karısının adı ZÜLFİYE : Saçları çok güzel olan ZÜMRA : Güzel, iyi ahlaklı - Zeki, bilgili kadın ZÜMRÜT : Yeşil renkli bir değerli taş |
Alıntı Hızlı Cevap |
Yeni Konu Aç Konuyu Cevapla |
Bookmarks |
|
Forum | Günün Sözü |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. |