İç güdüsel olarak sahip olma algımız beraberinde kaybetme korkusunu doğurur.Alışılmışın dışında gelişen durumlara karşı endişelerimiz artar farklı şekillerde tepkimizi gösteririz.İlk okul çağlarımızı düşündüğümüzde endişelerimizin evden ayrılma ve alışılmışın dışında bir ortamın içinde olarak ön göremediğimiz eylemlerin korkusu olarak başladığını hatırlarız.Halbuki hayatımızın her evresinde yaşamak durumunda olacağımız öngörülemeyen gelecek kaygısının ilk basamaklarındandır okula alışma süreci.Alışma arttıkça zorlaşan vazgeçme kimi zaman yaşanılan ilişkiden bağımsız bireysel kaygı olarak karşımıza çıkacak bir kavramdır.
İkili ilişkilerde kaygı bozukluğuna kadar gelebilen kaybetme korkusu kişilerde kimi zaman koruma mekanizması olarak bağlanma korkusu, kimi zaman ise aksine aşırı bağlanma, aşırı ilgi ve hassasiyet şeklinde kendini gösterir.Her ikisi de sağlıksız bir ilişkinin, mutlak mutsuzluğun sebeplerindendir.''Her ilişki biter'' söylemi ne kadar aşırı korumacı bir tutum ise ''Onsuz yaşayamam''düşüncesi de bir o kadar duygu durumumuzun sağlıksızlığını ortaya koyar.Bu durumda kişinin ilişki geçmişi,öz güveni , kişisel geçmişi ile aile yapısı önemli rol oynar.İlişki geçmişimiz önyargımızı artırırken düşüncemizde ve davranışlarımızda alacağımız sinyallerde hassasiyet sağlamakta.Özgüvenimiz söz konusu durumu tetiklerken aile yapımız ve bilinç altımız rolümüzü belirlemektedir.
Korkularımızı yenmek için neler yapmalıyız;

• Olumlu güdüleme çok önemlidir.Ön yargılarımızdan arınmış, olumsuz söylemlerin aksine alternatif yapıcı düşünceler geliştirebilmek söylemlerimiz kadar bakış açımızı da olumluya yöneltir.
• Söz konusu kaygı bozukluğuna sebep olan sorunun temeline inmek, tamamen bir değişim olmasa da tolere edilebilir seviyeye indirgeyebilmek.Gerekirse profesyonel yöntemlerle genel kaygılarınızın tespit edilmesini sağlar.
• İkili ilişkilerde kişinin kendi rolunu ve karşısındakinin rolünü doğru belirlemesi ve gereğinden fazla anlam ve misyon yüklememesi gerekir.Gereğinden fazla yüklenen sorumluluk ileride yaşanacak olumsuzluklara zemin hazırlar

Hayatınıza anlam veren farklı hobiler ve zevklere sahip olmak çok önemli olduğu kadar gereklidir.Hayatında mutlu ve kendisini motive edecek bir çok uğraş ve hobiye sahip olan kişi, bireysel olduğu gibi ikili ilişkilerinde de başarılı olur.Tüm bu duygu durumunuzun temelinde olan kişisel motivasyonunuzun ve yaşam kalitenizin önemi yadsınamaz. Bağımlılıklarınızı ve bağlılıklarınızı gözden geçirdiğinizde bunun bir obje ya da kişiyle değil büyük ölçüde kendinizle ve kişisel zaaflarınızla ilgili olduğunu göreceksiniz.Bu zaafların ve kaygıların kaynağını tespit etmenizi öneriyor, zaafsız sevgi dolu günler diliyorum.