Prof. Dr. Elibol, yaptığı yazılı açıklamada, kirpik dibi iltihabının hemen her yaşta, her cinsiyette yaygın şekilde görüldüğünü, göz kapağının dış kenarı ve kirpik diplerini etkileyen hastalığın, göz kapağındaki bazı bakterilerin aşırı çoğalmasıyla ortaya çıktığını belirterek, cildin yağlı olması ve göz kapağındaki yağ bezlerinin anormalliğinin bakterilerin çoğalmasını kolaylaştırdığını, çeşitli virüsler, alerjik etkenler, ilaçlar, sigara dumanı ve kimyasal maddelerin de kirpik dibi iltihabına yol açabildiğini kaydetti.



Gözlerdeki yanma, batma, kızarma veya göz kapağındaki kaşıntı ve kalınlaşmanın ciddiye alınması gerektiğine dikkati çeken Elibol, şunları bildirdi:

''Ciltteki bakteri florasının dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan kirpik dibi iltihabı ve sıklıkla beraber görülen yağ bezi problemleri tedavi edilmediği takdirde 'arpacık ve şalazyon' denen sert yağ kistleri oluşturabilir. Bu hastalarda kuru göz sendromu daha sık gelişir ve daha şiddetli seyreder. Özellikle yaşlılarda kirpiklerde içe dönme, göze batma ve dökülme gibi sorunlar gelişebilir.



Çok nadiren gözün kornea tabakasında iltihaba ve görme sorunlarına neden olabilir. Göz içi ameliyat geçirecek hastalarda, ameliyattan sonra enfeksiyon gelişmesi riskini artırabilir.''


Tedavi önerileri

Hastalığın tedavisi için bebek şampuanı veya kapak hijyeni için özel geliştirilmiş temizleme solüsyonları ile kirpik diplerinin yıkanması ve sıcak su ile durulanmasını tavsiye eden Elibol, göz kapağı kenarlarının düzenli temizlenmesi ve bakımının tedavinin temelini oluşturduğunu, göz kapağı bakımından önce göz kapağı kenarına sıcak pansuman uygulanması gerektiğini vurguladı.

Sıcak pansumanın biriken ve sertleşen yağlı maddeler ve kabukları yumuşattığını ifade eden Elibol, ''Daha sonra ıslak bir gazlı bez ya da kulak pamuğu göz kapağı kenarına sürülür, kirpik dipleri ve çevresindeki birikintiler temizlenir. Gerekli ise son aşamada göz kapağı kenarına antibiyotikli-steroidli ilaçlar uygulanır. Bu tedaviye bazı hastalarda yapay gözyaşı damlalar da eklenir. Bazı hastaların doktor kontrolü altında 1-2 ay süreyle ağızdan antibiyotikli ilaç kullanması da önerilir'' diye belirtti.