Brüksel, Belçika'nın üç bölgesinden birisi ve başkentidir. Halkın çoğunluğunun fransızca konuştuğu Belçika'da diğer resmi dillerden biri de flemenkçedir. Avrupa Birliği komisyonuna ve parlementosuna başkentlik yapan bu şehir ayrıca Nato merkez karargahıdır. Buradan da anlaşılacağı gibi şehir birçok resmi kurum ve kuruluşa evsahipliği yapmaktadır. Belçika'nın yabancıları AB üyeliğine diğer ülkelerden daha kolay kabul etmesinden dolayı Brüksel nüfusunun büyük bir çoğunluğunu yabancı göçmenler oluşturmaktadır. Faslı ve arap göçmenlerin şehri abluka altına aldığı bir gerçektir. Şehirde irili ufaklı bir çok kafe ve restoran da yine yabancı göçmenler tarafından işletilmektedir.
Brüksel, seyahat severler için bir şehir olarak çok cazip seçenekler sunmasa da, kendine has keşfedilmesi gereken yerler ve tatlara ev sahipliği yapmaktadır. Belçika çikolataları şehir merkezinde bir çok butik çikolatacıda albenili şekilleriyle ziyaretçileri beklemektedir. Çikolatanın bu kadar çok ve lezzetli olduğu bir şehirde elbette çikolatadan yapılan tatlılar da popülerdir. Bunların başında çikolatalı waffle gelmektedir. Hemen her köşebaşında bir waffle dükkanına rastlanabilir. Bir çok ünlü çikolata zinciri de bu şehirden çıkmıştır. Çikolata yanında makaron da tadılması gereken lezzetlerdendir.
Bunun yanında belçika biraları da lokal spesiyaller arasında önemli bir yere sahiptir. Bir çok belçika birası bugün dünyaya mal olmuş markalardandır. Brükselde bilinmeyen ve ününü Fransa'ya kaptırmış bir diğer lezzet ise patates kızartmasıdır. Yıllarca "french fries" olarak bilinen patates kızartması, eski fransız bir ustanın bu lezzeti Belçika'dan Fransa'ya götürmesiyle bu adla anılmaya başlanmıştır. Place Jourden, patates kızartmasının en çıtır halinde ve senelerden beri çeşitli soslarla yapıldığı mekanlara ev sahipliği yapar. Burada kızarmış patates yanında siparişedilen soğuk bir belçika birası ile Brüksel şehir turu daha zevkli hale gelecektir.
Belçika şehir olarak aşağı ve yukarı olmak üzere ikiye ayrılır. Aşağı şehir olarak bilinen merkezde Grote Markt ve Grand Place görülmesi gereken meydanlardır. Unesco dünya mirasları listesine alınan grand place meydanı, ihtişamlı ve tarihi binalara ev sahipliği yapmaktadır. Adeta bir açık hava müzesini andıran bu meydan turistlerin de uğrak yeridir. Meydanın ortasında kocaman bir pazar alanı da bulunmaktadır. Ortaçağdan kalma yapılara ev sahipliği yapan meydanda birçok kafe, restoran ve mağaza bulunmaktadır. Yazları ise meşhur çiçek pazarı ve her iki yılda bir yaz aylarında çiçek halısı festivali ile bir çok turistin akın ettiği meydanda çeşitli şovlar ve müzik gösterileri de yapılmaktadır.
Grand Place bölgesine yürüme mesafesinde bulunan işeyen çocuk heykeli, nam-ı diğer Manneken Pis, bölgede görülmesi gereken yapılardandır. Şehrin adeta simgesi haline gelen bu heykel, bir çok kez çalındığı için, orjinal değildir. Altıncı replikası bugün turistlerin meydana geldiğinde ziyaret ettiği yapılardandır. Birçok farklı kıyafet içerisinde görülen işeyen çocuk heykeli, şehir müzesinde tam kıyafet koleksiyonu halinde görülebilmektedir. Eski zamanlardan beri her devlet başkanının bu heykele kıyafet hediye ettiği bilinmektedir. Yaklaşık 700 tane kostüme sahip olan heykel, giyinik olduğu zamanlarda şarap veya bira akıtmaktadır. Çıplak olduğunda ise su akıtan heykel, rivayete göre Belçika'nın özgürlük göstergelerinden birini temsil etmektedir. Herkesin istediği gibi hareket etmesi ve özgür yaşamasını simgeleyen bu heykel aynı zamanda savaş zamanında fitili yanmış bir bombayı işeyerek söndüren çocuğun kahraman ilan edilmesi olarak da rivayet edilir.
Atomium ise Belçika'ya biraz uzak olmasına rağmen görülmesi gereken yapıların başında gelir. Brüksel mimarisinin çehresini değiştiren bu mimarlık harikası yapı, mimar Andre Watarkeyn tarafından dünya fuarı için yapılmıştır. Metal yüzey kaplamaları olan bu atom görünümündeki yapı, 102 metre yükseklikte ve 18 metre çapındadır. Bir demir atomunun 160 kere büyütülmüş hali olan bu heykel, turistleri tarafından çok ilgi gördüğü için kaldırılmamış ve fuardan sonra da şehri süsleyen yapılardan birisi olarak kalmıştır. Hemen yanı başında bulunan Mini Europe oyun ve eğlence parkında ise, Avrupa ülkelerinin tursitik yerleri minyatür halinde sergilenmektedir. 300 kadar minyatür model bulunan parkta, birkaç saat içerisinde bütün Avrupa ülkelerinin simge yapıları keşfedilebilir. Özellikle çocuklu ailelerin yoğun ilgi gösterdiği park, eğlenceli bir gün geçirilmesini sağlar.