Hamilelik bir süreçtir ve bu süreçte anne adayı hayatının bütününde yaptığı, devam ettirdiği eylemlerinin birçoğunu yapmaya devam edip edemeyeceğini bilemez. Bunlardan biri de cinsel yaşamın devamlılığıdır.
Hamilelikte cinsel yaşam nasıl olmalı?
Hamilelikte cinsel yaşam, anne adaylarının sergiledikleri tutum nedeniyle olumsuz etkilenir. Ancak bu bir genellemedir. Anne adayları, hamile kaldıklarını öğrendikleri ilk anda annelik içgüdüsünün ağır basması nedeniyle cinsel yaşamdan uzaklaşırlar. Bu, bilinçli yapılan bir davranış olmamakla birlikte hemen her annede görülür. Özellikle ilk hamileliğini yaşayan anneler, sanki dışarıdan gelecek ufacık darbelerle bebeklerinin zarar göreceğini düşünürler.
Hamilelik döneminde anne adayının yanlış yönlendirilmeisyle de cinsel yaşam sekteye uğrayabilir. Özellikle hamileliğin ilk aylarındaki cinsel birlikteliğin bebeğe zarar vereceği söylenir. Ancak bu tamamen yanlış bir inanıştır. Normal seyreden, doktor kontrolüyle her şeyin yolunda olduğu bilinen hamileliklerde cinsel yaşamın devamlılığının hiçbir sakıncası oyktur. Tersine çiftler arasındaki psikolojik bağın zedelenmemesi adına yararı olduğunu söylemek bile mümkündür.
Gebeliğin ilerlemeye başladığı dönemde anne adayının fiziksel değişime ayak uydurmasıyla beraber var olan cinsel isteğinde de artış görülür. Bu durum anne adayının hamileliğinin iyice ilerlemesine kadar devam eder. Ancak hamileliğin son dönemlerine girilmesiyle beraber rahimde meydana gelen değişiklikler cinsel yaşamı zorlaştırır. Rahim artık iyice büyümüştür ve cinsel birliktelik anında anne adayı ağrı ya da acı hissedebilir.
Hamileliğin son 4 haftasına kadra cinsel birliktelikte herhangi bir kısıtlamaya gerek yoktur. Ancak son 4 haftaya girildiğinde erkek menisinde bulunan bir madde rahim kasılmalarını tetikleyebilir. Bu da erken doğum riskini arttırdığı için son dönemde cinsel birliktelik önerilmez.
Eğer daha önce anne adayı bebek kayıpları yaşadıysa ya da erken doğum yaptıysa hamileliğinin ilk 3 ayında cinsel birliktelikten uzak durmalıdır. İlk 3 ayını atlattıktan sonra düşük riski ortadan kalkacağından cinsel birliktelikte bir sakınca kalmaz.
Anne adayının içsel korkuları varsa bunu yenene kadar cinsel birliktelikten uzak durması sonraki dönemde psikolojik sıkıntılar yaşamasını engeller.