Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Temmuz 2016, 22:18   #1
buse
Avatar Yok
Üyelik tarihi: 15 Nisan 2015
Mesajlar: 12,520
Aldığı Beğeni: 0
Beğendikleri: 0
Standart Erkek Bebek İsimleri

Erkek Bebek İsimleri

ACAR: Atılgan,çevik, Gürcü soyunda
ACUN: Evren, kainat
ABDULLAH: Allahın kulu
ADAL: Ün kazan
ADAR: Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı; olgunluk, erginlik; omuzdaş
ADNAN: İnsanlardan üstün olan; Vatan tutmak; Cennetin orta yerinin
ADSAY: Moğol hakanlarından biri (Ölümü:1434)
AFŞİN: Zırh,silah; Sultan Alparslan’ın komutanlarından biri
AHSEN: En güzel
AKAL: Beyaz ve kırmızı
AKAN: Akmakta olan
AKANAY: Akıp giden ayAKARSU: Sürekli akıp giden su
AKDORA: Karlı dağın doruk noktası
AKEL: Eli uğurlu anlamında
AKIN: Düşman topraklarına yapılan saldırı. Birşeyin ardıarkası kesilmeyen geliş durumunda olması
AKINALP: Savaşan yiğit kişi
AKGİRAY:Temiz ve yaraşır
AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün
AKSOY: Temizsoy, paksoy; Uğurlu soy, kutlu soy
AKSU: Kayalardan sızan tatlı ve duru su. Anadolu’da birçok akarsu ve yer adı.
AKTAN: Ak renkli tan, kutlu tan, uğurlu tan
AKTUĞ: Beyaz renkli tuğ; Kutlu tuğ, uğurlu tuğ
ALANER: Alan eri, meydan yiğidi
ALATAN: Güneşin doğ
uşundan önceki vakit
ALATUĞ: Alaca renkli tuğ
ALAZ: Yanan bir şeyin yayılan alevi
ALDENİZ: Kızıldeniz, al renkli deniz
ALDOĞAN: Al renkli doğan kuşu
ALEMDAR: Sancak ya da bayrak taşıyan
ALGAN: Kentleri, ülkeleri ele geçiren, alan
ALGÜN: Kızıl gün; kızıl renkli güneş
ALİ: Yüksek,büyük
ALİCAN: Ali+Can: üstün yaradılışlı yüce kişi
ALİHAN: Ali+Han
ALİNUR: Ali+Nur
ALİZE: Bir rüzgar adı
ALKAN: Al renkli kan, temiz kan
ALKANALP: Al kanlı yiğit
ALKIM: Gökkuşağı
ALKOR: Al renk almış kor ateş
ALP: Büyük işler başaran; yiğit
ALPAY: Cesur, ay gibi parlak, yiğit
ALPER: Yiğit er
ALPEREN: Ermiş yiğit, ermiş kahraman
ALPERGİN: Yiğit ve olgun, ermiş
ALTAN: Hakan’lara verilen san, güneişn doğarken ufka yaydığı kızıl renk
ALTUNA: Tuna ırmağının gün batarken aldığı durum için Osmanlılar’ın verdiği ad.
AMİL: Etken, etmen
ANDAÇ: Anılar, hatıralar
ANGIN: Ünlü, tanınmış
ANIL: “Başkaları tarafından sözün edilsin”, sakin, yavaş, ağır
ARAS: Bir ırmak adı
ARDA: Meriç ırmağının bir kolu; Sonra gelen; İşaret olarak yere dikilen nişan değneği
ARDAHAN: Arda+HAN; Doğu Anadolu’da bir ilimiz
ARDIÇ: Yemişleri ilaç olarak kullanılan ağaç
ARCEM: Ar+Cem (Namuslu, arlı hükümdar, padişah)
ARGUN: Gizli, saklı, arınmış. Kamıştan yapılmış bir çalgı; Vahşi hayvan
ARIN: Arınmak eyleminden arın; sade ol
ARKAY: Yükselmek, göğe doğru çıkmak. Her yana çıkık durmak
ARKIN: Yavaş, ağır, sakin
ARMAĞAN: Ödül
ARMAN: Kutsal rüya, ermek istenilen şey, arzu
ARSUN: Yüreğindeki temizliği yansıtan
ASLAN: Güçlü ve yırtıcı bir hayvan. Gürbüz ve yiğit kişi
AŞKIN: Aşmış, ileri
ATA: Dede ve büyükbabalardan herbiri
ATABEK: Selçuklularda şehzadelerin eğitimcisi
ATAHAN: Soyu hükümdarlardan gelen
ATAÇ: Atalardan gelen
ATALAY: Ünlü, soylu, tanınmış
ATANER: Baban, atan, soyun yiğit anlamındaATAOL: Yüce bir insan ol
ATASAGUN: Doktor, hekim
ATASOY: Ecdadı soylu
ATEŞ: Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla ortaya çıkan ısı ve ışık
ATİK: Çabuk davranan, çevik
ATIL: Bir amaca doğru hızla ilerleme (A harfi uzatılarak okunmalıdır, aksi halde atıl durağan anlamına gelir)
ATILAY: İleri atılan
ATILGAN: Girişken, hevesli
ATİLLA: Hun hükümdarı (Attila olarak yazılan şekli de türkçedir.)
AYAZ: Hava ve gece için soğuk
AYBARS: Ay gibi parlak, pars gibi çevik ve güçlü. Hun Hükümdarı Atilla’nın amcası
AYBERK: Güçlü ışığı olan ay
AYDEMİR: Yüzü kavisli bir çeşit keser
AYDOĞA: Ay doğsun anlamında
AYDONAT: Işık donat, parlaklık donat anlamında
AYERDEM: Ay+Erdem
AYGEN: Dost, gönüldeş
AYKUT: Kutlu ay, uğurlu ay
AYTAÇ: Ay+Taç
AYTAN: Ay+Tan
AYTAŞ: Ay gibi parlak ve sert
AYTEK: Ay+Tek
AYTUĞ: Ay gibi parlak tuğ
AYVAZ: Savaş gemilerinde cerrah yamağı
AZAD: Özgür, kurtulmuş, başına buyruk anlamında
AZER: Ateş
BABÜR: Büyük Moğol devletini kuran hükümdarın adı
BAHA: Değer, kıymet, üstünlük
BAHADIR: Savaşlarda yılmazlığıyla üstünlük kazanan kişi
BALKAN: Sarp ve ormanlık sıradağlar
BALKAR: Kafkasya’da yaşayan Kıpkaç’ların bir kolu
BALKIR: Şimşek
BARAN: Direnci kıran, ulu, yüksek
BARBAROS: Avrupa’lılar tarafından Hayrettin Paşa’ya verilen isim
BARIŞ: Savaşın bittiğinin bir anlaşmayla belirlenmesinden sonraki durum
BARLAS: Cenkçi, savaşçı
BARTU: En eski Türk hanlarından biri
BAŞAR: Başarılı ol anlamında
BATIN: Karın, kuşak, nesil
BATU: Güçlü, kuvvetli
BATUHAN: Batının hanı; Güçlü, kuvvetli han
BATUR: Savaşlarda yılmazlığıyla üstünlükkazanan kişi
BATURALP: Yiğitler yiğidi
BAYHAN: Zengin han, soylu han; Beyhan
BAYKAL: Zengin kal, varlıklı kal anlamında; Deniz
BAYPARS: Zengin ve kaplan gibi
BAYÜLKEN: Yüce insan
BEDİZ: Resim, tasvir, süs
BEHA: Ender, zor bulunan
BEHİÇ: Şen, güleryüzlü
BELEN: Bel, geçit, iki dağ arasından geçen yol
BELGİ: İşaret, bellenecek şeye konulan im
BENGİ: Ölümsüz, hep kalacak olan
BENGİSU: Ölümsüzlük suyu
BERA: İlim ve cemalde üstünlük
BERAT: Birine nişan, madalya veya herhangi bir ayrıcalık verildiğini bildiren belge
BERK: Sert ,sıkı ,sağlam
BERKAY: Güçlü ve ay gibi
BERKE: Altınordu Hükümdarı
BERKİN: Çok kuvvetli, pekiştirilmiş
BERTAN: BER+TAN=Tan yemişi
BESİM: Güleç
BETİM: Kişi veya olayları gözde canlandırma, tasvir
BİLGE: Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kişi
BİLGEHAN: Bilgili ve soylu kişi; Göktürk imparatorlarından birinin adı
BİLGİN: Herhangi bir konuda derin bilgisi olan.
BİRANT: BİR+ANT= tek yemin
BİRGE: Hep beraber anlamında
BİRGEN: Yanlız, yanlızlığa alışkın
BİRHAN: Tek han, biricik han
BİRKAN: BİR+KAN= soyu tek
BORA: Yağmurdan önceki kısa ve sert yel
BORAN: Gök gürültülü sağnak yağış
BUĞRA: İki hörgüçlü,iri deve
BUĞRAHAN: ilk müslüman türk hakanı olan ” satuk buğrahan” adının birincisi. Karahanlılar devrinde yaşamış ve topluca türklerin toplu halde müslüman olmasına vesile olmuştur.
BULUT: Havada asılı durumdaki su damlacıkları topluluğu
BURAĞAN: Kısa süreli ,güçlü yel.
BURAK: Kişinin ruh durumu; Hz. Muhammed’in Kudüs’te dağa çıkarken bindiği at benzeri hayvan
BURÇAK: Baklagillerden bir bitki
BURKHAN: Heykel
CAN: Yaşamı sağladığına ve ölümle vücuttan ayrıldığına inanılan soyut varlık
CANALP: CAN+ALP=Cana yakın, sevimli yiğit
CANBERK: Sağlam, canlı, metin
CANDAŞ: Candan, değerli dost
CEM: Hükümdar,şah
CEMRE: Şubat ayında birer hafta aralıklarla önce havada, sonra suda ve en sonra toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi: “Bu cemre sözü Arapça kor ateş manasındadır.”
CENK: Savaş
CESUR: Cesaretli,gözüpek,korkusuz
CEYHAN: Akdeniz bölgesinde bir nehir
Cihan: Dünya
CÖMERT: Eliaçık
CUMHUR: Topluluk,kalabalık
CÜNEYT: İyi ata binen binici
ÇAĞ: Başı ve sonu belli olan ve belli bir özellik taşıyan zaman dilimi
ÇAĞAN: Bayram; Doğan kuşu
ÇAĞATAY: Cengizhan’ın ikinci oğlunun adı
ÇAĞDA: Yeni bir çağa adım atılmış
ÇAĞDAŞ: Çağın koşullarına uyguna uygun;Aynı çağda yaşayan
ÇAĞHAN: Çağın hanı; Çağdaş han
ÇAĞIL: Çağlamak eyleminden çağıl; Küçük taş parçacıkları, çakıl
ÇAĞIN: Yıldırım; Çağa ilişkin
ÇAĞLAR: Çağlayan, çağlayıp akan; Şelale
ÇAĞLAYAN: Köpürerek yüksekten düşen su
ÇAĞRI: Davet
ÇAKABEY: Oğuzlarda bir Türk beyi
ÇAKIR: Göz rengi mavi, benekli
ÇELİK: Özel bir metal alaşımı; Sağlam
ÇETİN: Çözümlemesi güç olan
ÇEVİK: Çabuklukla davranan
ÇINAR: Uzun ömürlü bir ağaç cinsi
ÇIVGIN: Rüzgar ve karla karışık yağan yağmur
ÇOLPAN: Gözleri uzağı iyi gören; Çoban yıldızı
ÇAĞ: Başı ve sonu belli olan ve belli bir özellik taşıyan zaman dilimi
ÇAĞAN: Bayram; Doğan kuşu
ÇAĞATAY: Cengizhan’ın ikinci oğlunun adı
ÇAĞDA: Yeni bir çağa adım atılmış
ÇAĞDAŞ: Çağın koşullarına uyguna uygun; Aynı çağda yaşayan
ÇAĞHAN: Çağın hanı; Çağdaş han
ÇAĞIL: Çağlamak eyleminden çağıl; Küçük taş parçacıkları, çakıl
ÇAĞIN: Yıldırım; Çağa ilişkin
ÇAĞLAR: Çağlayan, çağlayıp akan; Şelale
ÇAĞLAYAN: Köpürerek yüksekten düşen su
ÇAĞRI: Davet
ÇAKABEY: Oğuzlarda bir Türk beyi
ÇAKIR: Göz rengi mavi, benekli
ÇELİK: Özel bir metal alaşımı; Sağlam
ÇETİN: Çözümlemesi güç olan
ÇEVİK: Çabuklukla davranan
ÇINAR: Uzun ömürlü bir ağaç cinsi
ÇIVGIN: Rüzgar ve karla karışık yağan yağmur
ÇOLPAN: Gözleri uzağı iyi gören; Çoban yıldızı
DAĞHAN: Oğuz tanrılarından biri; Yerkabuğunun çıkıntılı bölümleri; Eski Türklerde dağ tanrısı
DALAY: Deniz
DALGA: Denizin rüzgarlı havada kabarıp kıyıya sürüklenmesi; Hareketli su kütlesi
DARCAN: Sabırsız, aceleci
DEĞER: Yüksek nitelikleri olan kimse
DEHA: İnsan zekasının ulaştığı en yüksek nokta
DEMİR: Yeraltından çıkarılan işlemeye çok elverişli bir metel
DENİZ: Yerkabuğunun çukur bölümlerini kaplayan birbirine bağlantılı tuzlu su yığını; derya
DENİZHAN: DENİZ+HAN
DERİN: Çok gelişmiş, çok ilerlemiş
DERMAN: Güç
DESTAN: Efsane
DEVRAN: Zaman; devir
DEVRİM: Hızlı,geniş kapsamlı niteliksel değişim
DİNÇ: Güçlü ve sağlıklı kimse
DİRİM: Yaşama gücü
DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; tabiat
DOĞAÇ: Önceden düşünülüp hazırlanmadan ortaya çıkan düşünce, eylem
DOĞAN: Kartalgillerden alıştırılarak kuş avında kullanılan yırtıcı bir kuş
DOĞANHAN: Doğan kuşu gibi çevik ve atılgan han
DOĞU: Güneişn doğduğu ana yön, şark
DOĞUKAN: Doğu halkından olan
DONAT: Giyindir, teçhiz et anlamında
DORUK: Zirve, dağların en yüksek yeri
DORUKHAN: Hanlar hanı (Öneren: Bahar Hamarat)
DUMAN: Bir maddenin yanmasıyla çıkan renkli gaz
DURU: Berrak,saf
DURUL: Berrak duruma gel anlamında
DÜNYA: İçinde yaşadığımız gezegen
ECEVİT: Çevik, atılgan
EDİZ: Yüksek yer, herşeyin yükseği
EFE: Batı Anadolunun yiğidi
EFKAN: Çığlıklar, inlemeler
EFLATUN: Açık mor
EFSUN: Büyü
EGE: Yaşça büyük,ulu
EGEHAN: Engin denizlerin hükümdarı
EGEMEN: Gücü yeter olup buyruğunu yürüten
EKİM: Sonbahar mevsiminde bir ay; Toprağı ekme eylemi
EKİN: Tahılın tarlaya atılmasından harman oluncaya kadarki adı
ELÇİ: Uzlaştırmacı
ELGİN: Yurdundan evinden uzak düşmüş kişi
E EMİR: Buyruk, komut
EMRAH: Saz çalıp, oynayan
EMRE: Dost, beylerbeyi, büyük erkek kardeş
EMRİ: Emirle ilgili
ENGİN: Uçsuz ,bucaksız
ENGİNSU: Deniz anlamında
ENİS: Dost,arkadaş
ENES: Hz. Ali’nin komutanı
ERDEM: Alçak gönüllülük; Düşünce ve davranışta iyiliklerin bir araya gelmesiyle beliren yetkinlik; Yiğitlik, doğruluk
ERDENİZ: Deniz gibi geniş ve engin er
EREN: Kendini tanrıya adamış kişi; Evliya, aziz
ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı
ERGİN: Olgunlaşmış, ermiş kişi
ERGUVAN: Eflatun ile kırmızı arası çiçek açan süs bitkisi
ERİM: Bireyin erebileceği uzaklık
ERİNÇ: Hiç eksiği ve üzüntüsü olmama durumu; Huzur
ERK: Güç
ERKİN: İstediği gibi davranabilen,özgür
ERKSİN: Güçlü ve kuvvetlisin
ERKUT: Uğurlu er
ERSEN: Sen ersin anlamında
ERSİN: Ersin, erkeksin anlamında; Ateş küreği; Bir çeşit güzel kokulu bitki
iLHAN: Nameler, ezgiler
ERTAN: Erken gün doğma zamanı
ERTUNÇ: Tunç gibi sağlam erkek
ERTUNGA: Yiğit, hakan
ESER: Yapıt
ETKİN: Hareketli, yaptırıcı
EVGİN: Aceleci, bir işin bir an önce olmasını isteyen
EVREN: Varolan şeylerin tamamı
EVRENSEL: Her şeyi kapsayan, dünya ölçüsünde olan
EYLEM: Bir amaç ve yöntemle yapılan hareketlerin tümü
EYÜP: Bir peygamber ismi
FADIL: Faziletli, ahlaklı
FAHİR: İftihar edilecek, övülecek
FAHRETTİN: Diniyle övünen
FAHRİ: Şeref ve itibar için yapılan iş
FAİK: Üstün, yüksek
FALİH: Başarı kazanan, isteğine ulaşan
FARUK: Haklıyı haksızı ayırabilen
FATİH: Fetheden, hüküm veren
FAZIL: Failetli, ahlaklı
FEHİM: Anlayışlı, zeki
FERDİ: Kişiye özgü
FERHAN: Sevinçli, neşeli
FERHAT: Güçlüyü yenip bir yeri ele geçiren
FERİD: Eşsiz, benzersiz
FERİDUN: Eşsiz, benzersiz
FERİT: Avcı kuş
FERRUH: Uğurlu, kutsal
FETHİ: Fetih ile ilgili
FEVZİ: Zaferle ilgili; Galip, üstün gelen anlamında
FEYEZAN: Su baskını ,sel
FEYYAZ: Bol,verimli,gür
FEYZULLAH: Allahın bilimi
FEZA: Uzay
FIRAT: Türkiye’nin en uzun nehrinin adı
FİKRET: Düşünce, akıl, anlayış
FİKRİ: Düşünceyle ilgili
FUAT: Kalp, gönül
FURKAN: İyi ile kötü arasındaki farkı gösteren herşey
GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay
GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan
GİRAY: Laik ve uygun anlamında; Eskiden Kırım prenslerine verilen ünvan
GÖKADA: Samanyolu gibi bağımsız uzay adası
GÖKALP: Mavi gözlü genç ve güzel yiğit
GÖKAY: Hem gök, hem ay; Güzel ay
GÖKBERK: Sağlam ve gök gibi mavi; Engin ve erişilmez
GÖKDAL: Yeşil dal, yeni dal
GÖKHAN: Göğün hanı; Oğuzhanın altı oğlundan biri
GÖKMEN: Sarışın, mavi gözlü kimse
GÖKOVA: Muğla ilinde bir körfez
GÖKSEL: Gökle ilgili
GÖKSENİN: Gök sana ait anlamında
GÖKTUĞ: Gök+Tuğ= mavi renki tuğ
GÖKTÜRK: Orta Asya da yaşamış eski Türk ulusu
GÖNEN: Yazın suyu kuruyan gölcük; Toprağın içerdiği nem, rutubet; Ekilecek toprağın tavlandırılması
GÖNENÇ: Bolluk ve rahatlık içinde yaşama
GÖRKAY: Güzel ay
GÖRKE: İhtişamlı, görkemli
GÖRKEM: Göz alıcı ve gösterişli
GURUR: Özsaygı, içdeğer
GÜÇLÜ: Gücü olan kişi
GÜN: Güneş, geneş ışığı
GÜNAL: Işık al, ışıklı ol anlamında
GÜNDOĞAN: Güneşle doğan, gün doğarken olan
GÜNDÜZ: Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü
GÜNEŞ: Gezegenlere ısı ve ışık veren gök cismi
GÜNEY: Her zaman güneş gören
GÜNSU: Güneş gibi temiz ve berrak su; Hem
gün, hem su
GÜR: Bol ve güçlü
GÜRDAL: Sık dal, biraraya gelmiş güçlü dal
GÜREL: Oluş ve dönüşüm durumunda bulunan
GÜRKAN: Kanı gür, sağlıklı, hareketli, yerinde duramayan
GÜVEN: Korku ve kuşku duymadan inanma duygusu; Herhangi bir tehlikeden uzak olma durumu
GÜVENÇ: Güvenme duygusu
HAFIZ: Koruyan, saklayan; Kuran’ı ezberlemiş kişi
HAKAN: Eski Türk ve Moğol hükümdarı
HAKKI: Doğrulukla, adaletle ilgili
HALDUN: Sonsuz, ebedi olan
HALİL: Yakın dost
HALİM: Sessiz, sakin; Yumuşak huylu; Yavaş
HALİS: Katıksız, saf, temiz; Yanlız
HALİT: Sonsuz, sürekli
HALUK
Herkesle iyi geçinen,temiz huylu
HAMDİ: Allahı övmek, şükretmek
HAMDULLAH: Allahın övgüsü
HAMİ; Himaye eden, koruyan
HAMİT: Övgüye değer
HAMZA: Heybetli, azametli
HARUN: İnat eden, huysuz
HASAN: Güzellik, iyilik
HAŞİM: Gösterişli, muhteşem
HAŞMET: Görkem, gösteriş, büyüklük
HAYAT: Doğumdan ölüme olan süre
HAYATİ: Dirilik, canlılık; Hayatla ilgili
HAYDAR: Cesur, yiğit
HAYRETTİN: Dinin hayırlı, mübarek kıldığı
HAYRİ: Hayırla, iyilikle ilgili
HAYRULLAH: Allahın hayırlı ettiği
HAZAR: Barış, güven
HAZIM: Akıllı, işbilir
HINCAL: Öç al anlamında
HIZIR: Ölümsüzlüğe kavuştuğuna inanılan kişi
HİDAYET: Doğru yola girme, müslüman olma
HİKMET: Bilgelik, özlü söz, vecize
HİLMİ: Sakin, yumuşak huylu
HİMMET: Çaba, emek, irade
HÜDAVERDİ: Allahın verdiği
HÜR: Özgür
HULKİ: Yaradılışla ilgili, iyi huylu, ahlaklı
HULUSİ: Saf, içi temiz, samimi, içten
HURŞİT: GÜneş
HÜRAY: Ay gibi özgür
HÜRCAN: Özgür
HÜRKAN: Özgür soydan gelen
HÜSAM: Keskin kılıç
HÜSAMETTİN: Dinin keskin kılıcı
HÜSEYİN: Küçük sevgili
HÜSNÜ: Çok güzel
ILGAT: Esinli ve akış için kullanılan, yavaş yavaş anlamında
ILGAZ: Atla doludizgin ve ansızın yapılan akın saldırı
İLBAY: Vali
İLGİ: İki şey arasındaki ilişki, bağ; Bir şeye karşı duyulan merak; Belli bir olay veya düşünceye karşı olan eğilim
İLGÜN: Halk, ulus, ahali
İLHAM: İçe doğma, esin
İLHAN: Bir ülkenin başında bulunan hükümdar
İLKE: Bir nesnenin, bir olayın, bir varlık türünün doğuşunu sağlayan söz
İLTER: Yurtsever
İNAN: Bir şeyin doğruluğuna sarsılmaz bir duyguyla katılma.
İNANÇ: Bir düşünceyi doğru sayarak benimseme; Tanrının varlığına inanma
İSFENDİYAR: Pehlivan
İSKENDER: M.Ö. 4. yy’da yaşamış büyük imparator
İSTEMİHAN: Göktürk devletinin kurucusu
İZGİ: Akıllı, adaletli
İZLEM: İzlemek eylemi

KAAN: Hanlar hanı

KAHRAMAN: Yiğit,cesurHakan, imparatorAyKuşlarda uçmayı sağlayan üst üyeler KAN+DEMİR=Kanmış tok demir anlamında Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya’nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan Yüksek kayalarda yaşayan yırtıcı bir kuş Büyük ve sert taş kütlesi Güçlü hükümdar

KEREM: LütufSoylu, cömert, yüceUzun ve kesici savunma aracı Sulanmayan toprak, kır halinde işlenmemiş bitek olmayan toprakSevinç Yanmakta olan ateşten sıçrayan küçük ateş parçalarıSınır muhafızı; Kaynağı dini ezgi olan orkestra parçasıKızıl renk almış ayKor ateş gibi hanKorkusuz, heybetli Kök+Sal: Moğol hükümdarıTanrı

KUDRET: Erk, iktidarİri yapılı genç Kurt+HanTehlikeli veya kötü bir durumu aşmakMutlu olmuş yiğit kişiUğurlu, ongunKirman’da hüküm sürmüş hanedanBir yön Göktürk PrensiKahraman, korkusuz, yürekli. Parlama, parıltı Savaş zamanında deniz askerliği yapan asker sınıfı Önder
KAĞAN:
KAMER:
KANAT:
KANDEMİR:
KARACA:
KARTAL:
KAYA:
KAYIHAN:
KERİM:
KILIÇ:
KIRAÇ:
KIVANÇ:
KIVILCIM:
KORAL:
KORAY:
KORHAN:
KORKUT:
KÖKSAL:
KUBİLAY
KUDAY:
KUNTAY:
KURTHAN:
KURTULUŞ:
KUTALP:
KUTLU:
KUTLUKHAN:
KUZEY:
KÜRŞAD:
LAÇİN:
LEMİ:
LEVENT:
LİDER:
MAHİR: Becerikli, maharetli uz elli
MECNUN: Çılgın, deli
MELİH: Güzel, şirin, sevimli
MENGÜ / MENGİ: Ölümsüz, ebedi
MERİÇ: Balkan Yarımadasından geçen bir ırmak
MERT: Yiğit, sözünün eri
MERTCAN: Yiğit can
METE: Bey soyundan gelen, soylu
METEHAN: Bilinen en eski Türk hükümdarı. Liderliği ve harp sanatı bugün bile akademilerde ders olarak verilmektedir.
MİRALAY: Albay
MURAT: Dilemek ,arzu etmek
MURATHAN: Murat+Han
MUTLU: Ongun, mesut
NASUH: Öğüt veren, temiz, saf
NEDİM: Arkadaş
NEHAR: Gündüz
NESİM: Hafif ve tatlı tatlı esen rüzgar
NEZİR: Adamak anlamında
NİDA: Bağırma, sesle çağırma, haykırma
NİHAT: Huy, tabiat, yaradılış
ÖCAL: Yapılan kötülüğün acısını çıkar
ÖĞÜT: Birine doğru,uygun yol göstermek için söylenen söz
ÖKTEN: Akıllı, bilgili, kahraman
ÖMER: Dirilik, canlılık, yaşama, ömür sürme;
İslam’ın ikinci halifesi Hz. Ömer’in adı
ÖMÜR: Hayat
ÖNAL: Önde ol, üstün gel
ÖNCEL: Bizden önce yaşamış olanlar
ÖNCÜ: Bir hareket veya düşünce akımını başlatan
ÖNDER: Topluluk davasında önde giden, yönlendiren kişi, lider
ÖNER: Önde giden er; Önermek eyleminden öner, tavsiye et
ÖNEY: Önde olan, üstün
ÖNSEL: Hiç bir denemeye dayanmayan, yalnız akıl yoluyla yapılan
ÖRSAN: Yüce adı olan
ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kimse
ÖZALP: Öz yiğit, gerçek yiğit
ÖZAY: Gerçek ay
ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
ÖZEN:Bir işin elden geldiğince iyi yapılmasına çalışma, ihtimam
ÖZENÇ: İstek; İmrenme
ÖZER: Gerçek er, özü er olan
ÖZGEHAN: Cana yakın, sıcak kanlı han, yürekli han, cesur han
ÖZGENÇ: Kişiliği genç olan
ÖZGÜN: Nitelikleri bakımından benzeri olmayan, eşsiz
ÖZGÜR: Herhangi bir koşul veya biçime bağlı olmayan, başına buyruk, hür
ÖZKAN: Soylu kan, gerçek kan, temiz kan anlamında
OGÜN: Anımsanan, belirli bir günde doğan kimse
OĞRUN: Gizli, kimseye sezdirmeden
OĞUL: Erkek evlat; Hanedan ve soy belirtmede kullanılır
OĞULCAN: Can dost
OĞUZ: İyi huylu kimse
OKTAR: Ok atan, okçu
OLCAY: Mutlu, ongan
OLCAYTO: Şanslı
OLGAÇ: Olgun, yetişkin
OLGUN: Bilgi ve görgüsü gelişmiş, kamil
ONAT: Özenli,düzgün, uygun; Yararlı; Dürüst, iyi ahlaklı
ONATKUT: Kutlu insan, özünde dürüst ve iyi olan
ONAY: Uygun bulma
ONGAN: Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu
ONGUN: Çok verimli, mutlu
ONUR: Özsaygı, içdeğer; Şeref, haysiyet
ORÇUN: Ardıllar, halefler
ORHAN: Kent kağanı
ORKUN: Orta Asya Türklerinin en eski yazı türü
OYTUN: Kutsal
OZAN: Halk şairi; Şiir yazan kimse
PAKER: Temiz, dürüst
PAMİR: Orta Asya’da bir yayla; Dünyanın çatısı
PAMİRHAN: Pamirler’in hükümdarı
PARS: Kedigillerden yırtıcı bir hayvan
PEKCAN: Çok can, çok cana yakın
PEKER: Güçlü yiğit, çok sağlam
PEKİN: Doğruluğu kesinlikle bilinen
PELİT: Palamut meşesi
POLAT: Çelik; Güç kuvvet
POYRAZ: Kuzeydoğudan esen rüzgar
RAFET: İyilik, çok acıma, esirgeme
RAGIP: Arzu eden, istekli, rağbet eden
RAHMİ: Acıyan
RAİF: Esirgeyici, merhametli
RAMİZ: Çok akıllı
RAUF: Çok merhametli, pek esirgeyen
RECEP: Heybetli, gösterişli, saygıdeğer; Üç ayların ilki
REFİĞ: Rahatlık ve huzur içinde yaşayan kimse
REFİK: Arkadaş, yol arkadaşı; Ortak; Koca; Ağırbaşlı
REHA:Zenginlik, bolluk içinde olma; Kurtulma, kurtuluş
REİS: Başkan
RENAN: İnleyen, ağlayan
REŞİD/REŞİT: Doğru yolu tutan; Olgun, yetkin
REVAN: Su gibi akıp giden
RIDVAN: Razılık, hoşnutluk, kabullenmek
RIFAT/RİFAT: Yücelik; Yüksek rütbe
RIFKI: Yumuşaklık, naziklik; Zarafet
RIZA: Hoşnut kalma, memnun olma; Razı olma, kabullenme; Kaderine boyun eğme
RİVA: Suya doymuşlar
RUHİ: Ruha ilişkin, ruha ait, ruhla ilgili
RUŞEN: Parlak, aydın; Belli, açık, aşikar
SABRİ: Sabra ilişkin, sabırlı kişi, sabreden
Sabutay: Cengizhan’ın en yakın arkadaşı
SADIK: Doğru, gerçek; Dostluluğu ve bağlılığı içten olan
SADİ: Mutlulukla ilgili
SADRİ: Yürekle, göğüsle ilgili
SAĞINÇ: Dayanıklı, yıkılmaz; Sağlıklı, sıhhatli; Güvenilir, inanılır bir temeli olan
SAİM: Oruçlu
SAİT: Kutlu, uğurlu; Cennetlik kimse
SALİH: Yararlı; Yetkili; Dinin buyruklarına uyan
SAMET: Çok yüksek, ulu; Tanrı adı; Hiçbirşeye ve kimseye gereksinimi olmayan
SAMİ: Duyan, işiten; Yüce, ulu, yüksek; Dinleyen, dinleyici
SAMİM: Birşeyin içi, özü, merkezi, temeli,
kökü
SANBERK: Gücüyle tanınmış
SANCAK: Bayrak
SANCAR: Kısa kama
SANER: Ünlü, tanınmış
SARP: Dik, geçilmesi ve çıkılması zor
SARPER: SARP+ER=zor erkek kişi
SATVET: Zorlu
SAVAŞ: Silahlı mücadele, harp; Uğraşma, kavga
SAYGIN: Saygı gören, saygı gösterilen
SEÇKİN: Niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit
SEDAT: Doğruluk, haklılık; Dikkat
SEFA: Gönül rahatlığı, sakin olma; Eğlence, zevk, neşe
SELÇUK: Hatiplik yeteneği olan
SELİM: Doğru, dürüst, kusursuz; Kolayca iyileşen
SELMAN: Barış içinde bulunma
SEMEN: İyi beslenen
SEMİH: Cömert,eliaçık
SENCER: Kale, askeri siper
SERCAN: Sevgili, sevilen
SERDAR: Askerin başı, başkomutan, başbuğ
SERHAT: Sınır boyu, hudut, uç
SERKAN: Başkan, soylu kan
SERMET: Sürekli, devamlı
SERTAÇ: Baş tacı, çok sevilen
SERTUĞ: Baştuğ
SEZA: Değer, yaraşık, uygun
SEZAİ: Uygun, yaraşır
SEZGİN: Sezmiş olan
SİNAN Süngü, mızrak
SONAT: Bir veya iki şarkı için yazılmış 3-4 bölümden müzik yapıtı
SONER: Son er, artık erkek çocuğu olmasın anlamında; Sona er anlamında
SORGUN: Söğüt ağacının bir cinsi; Mısır kavağı
SÖYLEM: Konuşan bireyin kullandığı dil
SUALP: Asker, yiğit
SUNAY: Adak ayı
SUNGUN: Bağış, ihsan
SUNGUR: Soğukkanlı, sakin kimse
SÜAVİ: Herkesin yardımına koşan
SÜER: Yiğit asker
SÜERDEM: Erdemli asker
SÜHA: Büyükayı yıldız kümesindeki en küçük yıldızın adı
SÜMER: Aşağı Mezopotamya’da yaşamış bir kavim
ŞAHİN: Kartalgillerden yırtıcı bir kuş
ŞAH: Kral anlamında
ŞAN: Ün, şöhret
ŞANSAL: Şanın yayılsın
ŞARIK: Parlak, parlayan
ŞEHMUZ: Hükümdar soyundan gelen
ŞEN: Halinden memnun yaşayan ve etrafına yayan
ŞENER: Şen+Er
ŞİMŞEK: İki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık; Parıltı

TAHA: Yüksek bulut; Yaymak, düzgün serip döşemek; Peygamberimizin adlarındandır.
TAN: Sabahın gün doğmadan önceki zamanı, sabah aydınlığı
TANAL: Tan kızıl, kızıl tan anlamında
TANAY: Şafaktaki ay
TANDOĞAN: Şafak vakti; Tan vakti dünyaya gelen
TANGÜN: Hem tan, hem güneş
TANIL: Bilin, ün yap, isim yap
TANSEL: Tan vaktinin güzelliğini kendinde yansıtan
TANYOL: Işıklanacak yol, güneşlenecek yol
TARIK: Sabah yıldızı
TARKAN: Ayrıcalıklı, saygın kişi
TAYFUN: Şiddetli fırtına
TAYFUR: Bir kuş ismi

TAYGA: Avrupa’dan Doğu Asya’ya kesintisiz
uzanan orman
TAYLAN: Boylu poslu kimse; Yele açık olan yer; Fırtınalı bozuk hava; Ormansız çıplak yer

TEOMAN: Duman, tuman; Hun imparatoru Mete Han’ın babası
TİBET: Çin’in batısında bağımsız bir bölge
TINAZ: Savrulmak için hazırlanan ekin yığını
TOKTAMIŞ: Altınordu devleti hanı
TOLGA: Eski savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık, miğfer
TOLUN: Tamamıyla aydınlık ve yuvarlak olan
TOLUNAY: Dolunay
TONGUÇ: En büyük çocuk
TORAMAN: Tombul, iri yapılı çocuk
TOYGAR: Tarla kuşu

TOYGUN: Genç, delikanlı
TÖRE: Bir toplumun gelenek, görenek ve alışkanlıkları
TUFAN: Şiddetli yağmur
TUNCA: Meriç ırmağının bir kolu
TUNÇ: Bakır, çinko ve kalayın karışımından oluşan, pirince benzeyen koyu kızıl bir alaşım
TUTKU: Bir insanın isteme, duyma ve düşünmesine egemen olan çok güçlü duygu; Uzun süreli kalıcı ve güçlü duygulanım; Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç, ihtiras
TÜMAY: Sessiz, rahat, huzurlu
TÜMER: Çok, olanca erkek
TÜREL: Türe ile ilgili olan, hukuki
UFUK: Aklın alabileceği mesafe, sonsuz düzlem
UBEYDULLAK: Kulcuk
UĞUR: Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik geitridiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde varolduğuna inanlılan iyilik kaynağı
ULUBEY (ULUĞBEY): Erdemleri bakımından çok büyük saygı gören erkek kişi; Büyük Türk bilgini ve gökbilimcisi Uluğbey
ULUÇ: Selçuklularda Türkmen beylerine verilen ad
ULUĞ: Büyük, yüce
UMAR: Çare
UMUR: Aldırış etmek, önemsemek; Tecrübesi çok olan, deneyimli
UMUT: Ümit, umulan; Güven duygusu veren kişi ya da şey
UNAN: Sadakat, bağlılık
URAĞAN: Birkaç kasırganın karşılaşmasıyla oluşan şiddetli fırtına
URAS: Mutluluk, talih, şans
UTKAN: Ateşli kan
UTKU: Zafer
UYGAR: Uygarlığa bağlı olan
UYGUR: Uygur devletinden olan kimse
UZAY: Bütün gökcisimlerinin içinde bulunduğu sonsuz boşluk
ÜLKÜ: Ulaşılmak istenen yüce dilek; Yanlız düşüncede varolan şey
ÜNAL: Ünün duyulsun
ÜNSAL: Herkesçe tanın, ünlü ol, ününü her yana sal
ÜNSAN: Ünlü ve sanlı
ÜRÜN: Denizlerden, topraktan ve insanlardan emekle elde edilen
VARGI: Varılan sonuç, hüküm
VARGIN: Varan, ulaşan, dileğine erişen
VELİ: Ermiş, Eren, Evliya
VOLKAN: Yanardağ
VURAL: Vurarak al
VURGUN: Tutkun, aşık
YAĞIZ: Esmer, Yiğit
YAĞIZHAN: Esmer han
YALGIN: Serap, Aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek
YALIM: Alev
YALIN: Sade, gösterişsiz
YALINAY: Bulutsuz gecedeki ay
YALMAN: Sarp, dik
YAMAN: Güç, beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan
YANKI: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle oluşan ikinci ses, Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu
YARDAN: Sevgiliden
YAREN: Arkadaş, yakın dost
YARGI: Hüküm, muhakeme, Eleştirme
YARKIN: Güneş ışığı, güneş aydınlığı,
Şimşek
YASİN: Kur’an’da bir sure
YAVER: Yardımcı
YEKTA: Tek, benzersiz
YENER: Yarıştığı kişiye karşı üstün gelen anlamında
YESUGAY: Moğol hükümdarı Cengizhan’ın babası
YETKİN: Gerekli olgunluğa ve bütünlüğe ulaşmış
YİĞİT: Güçlü, yürekli kahraman
YILAYDIN: Aydınlık yıl
YÜCE: Ulu
YÜCEL: Yüksel anlamında
Zabit: subay
Zade: oğul, evlat, doğru dürüst adam
Zağnos: bir tür kuş
Zafer: savaş ve uğraşla elde edilen başarı, sonuç
Zafir: zafer kazanmış
Zagnos: doğan kuşunun bir çeşidi
Zahid: dinin emirlerini yerine getiren
Zahir: zekeriya’nın oğlu olan peygamber, Allah lütufkardır anlamında, parlak
Zahit: parlak yıldız
Zahit (d): dince yasak olan şeylerden sakınan
Zakir: tanrının adını anarak tesbih çeken
Zalal: gölge veren
Zamir: yürek, iç, vicdan
Zarif: ince ve nazik tavırlı
Zati: asla ait
Zaid: artan, artıran
Zekai: akılla, zeka ile ilgili
Zekeriya: erkek bir peygamber
Zeki: çabuk anlayan, kavrayan, akıllı olan
Zemherir: gündönümünden sonraki şiddetli soğuklar, kara kış (22 aralık’ tan 31 ocak’ a kadar)
Zemin: yer, yeryüzü, temel, dayanak,konu, tema
Zemzem: ka’be çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun müslümanlarca kutsal sayılan suyu
Zerak: mavi, gök renkli
Zeren: anlayışlı, kavrayışlı
Zerr: karınca yumurtası
Zerver: altın yaldızlı
Zevafir: parlak yıldızlar
Zeval: sona erme, ayrılıp gitme
Zevkan: zevk bakımından, zevkçe,zevk yoluyla
Zevvak: bir şeyi çok fazla tadan, bir şeyi çok fazla deneyen, bir şeyin çok fazla farkına varan
Zeyneddin: dinin zineti, süsü
Zeynel: zeynelabidin’ in kısaltılmışı
Zeynelabidin: ibadet edenlerin süsü
Zeynullah: tanrının süsü
Zeynur: aydınlık
Zeyni: bezek, süs
  Alıntı Hızlı Cevap